Gelip geçici olan dünya hayatında güven ne kadar önemli bir kavramdır.
Demans, unutkanlığın ön planda olduğu birçok hastalığa verilen genel bir isimdir.
Evet geçtiğimiz günlerde yeni doğan 12 bebek para kazanmak uğruna acımasızca öldürüldü.
Geçtiğimiz günlerde Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde teğmenler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” deyip kılıç çektiler.
Gasıp ve lanetlenmiş yahudi milletinin Gazze’ye olan soykırımı 76 yıldır devam ederken son bir senedir aralıksız devam etmekte.
Geçtiğimiz günlerde “İsrail’in” Gazze saldırıları ile ilgili Erdoğan; "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız.
Kayseri’de iddia edildiği üzere Suriyeli biri yine Suriyeli olduğu iddia edilen bir çocuğa taciz girişiminde bulunması sonucunda olayla hiç alakası olmayan Suriyelilerin evlerine, iş yerlerine ırkçı kesim saldırıda bulundu.
Bizim kültürümüzde mazluma el uzatmak, yere düşeni kaldırmak, sokak ortasında dayak yiyen kadını kurtarmak vardır.
Gözle, hatta normal mikroskopla dahi görülemeyen Koronavirüs (KOVİD-19)
İbni Haldun, devletleri insana benzetir ve her devletin tıpkı insan gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve zamanı gelince de öldüğünü söyler.
Hayâ sözlükte; utanma duyusu, utanç, utanma, sıkılma şeklinde geçer.
Geçtiğimiz Cuma günü kapitalizmin dayattığı “alışveriş çılgınlığı” yani Black Friday vardı.
Hayat bir sel, biz ise o selin üzerinde bir oraya bir buraya yuvarlanan çer çöp gibiyiz.
“Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır”
Kaç gündür devam eden orman yangınları bazı yerlerde kontrol altına alınırken bazı illerde kontrol altına alınamadı.
Ordu’nun Korgan ilçesinde 14 yaşındaki bir çocuğun ailesini katlettiği haberini hepiniz duymuşsunuzdur
Türkiye’de hatta dünyanın genelinde düşmanına benzeyen insanlar öyle çoğaldı ki, adeta mankurt sürüsü haline geldiler.
Hizb-ut Tahrir 60 küsur senedir dünyanın hemen hemen her yerinde faaliyet göstermektedir.
Türkiye’nin gündeminde şu an tek konu döviz kurları.
Noel bizim değil bir Hristiyan bayramıdır
Son dönemlerde Türkiye’de herkes ekonomist olmuş.
Çözümü demokraside arayan bir kurum veya dernekten hayır gelmez.
Aynı şekilde Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya da teslim olmak için öncelikle güven olması gerekmektedir.
Nebi ve Resuller kendilerine tebliğ edilen dini insanlara ulaştırdıktan sonra görevini tamamlar ve Rabbine kavuşur.
Şu aralar gündemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 54 bin küsür liraya aldığı gözlük konuşuluyor.
Rabbim anne ile evlat arasında öyle bir bağ vermiştir ki bu bağ kadındaki var olan birçok duygunun da açığa çıkmasını sağlar.
Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de 2002’de 2 bin 301 kişi intihar etti.
Müslüman, İslami bir şahsiyete sahip olmakla yükümlüdür.
Damarlardaki kanın hızlı aktığı dönemdir gençlik dönemi.
Kahramanmaraş’ta önce 7,7 ardından 7,4 şiddetinde olan depremlerde 10 ilimiz başta olmak üzere Suriye’de bir çok yerleşim yeri de depremden etkilendi.
Yaşadığımız dünyada gerçeklik silikleşti ve hakikate ulaşmak güçleşti.
Kapitalist düzen, her konuyu bizlere farklı yansıttığı gibi nasihat konusunu da bulandırmıştır ve insanları nasihat duygusundan onlara uzaklaştırıp ferdiyetçilik fikrini aşılamıştır.
Son ayların en çok sorulan sorusu sanırım bu olsa gerek; kime oy vereceksin?
Tek parti iktidarının baskıcı, özellikle İslam’ı yok etmeye odaklı politikalarının ardından Adalet Partisiyle birlikte daha rahat bir hayatın kapıları aralandığında Müslümanlar derin bir “oh” çekmişti.
Hicret kavramını her ne kadar bir vakıayı yani Rasulullah (sav) ve Ashabının (ranhum) Medine’ye yürümelerini nitelendirmek için kullansak da onun bir de sözlük anlamı var.
Dertlenmek lazım! Kahırlanmak lazım! Üzülmek lazım! Zira Rasulullah şöyle buyurmaktadır; “Müslümanın derdi ile dertlenmeyen bizden değildir.”
Okulların açıldığı, tatlı bir heyecan duyduğumuz şu günlerde hatırlamamız ve aklımızdan çıkarmamamız gereken bir sorumluluk var; Allah-u Teâlâ’nın biz annelere verdiği öğretmenlik görevi.
Tirmizî rivâyetinde Rasulullah şöyle buyurdu: “Guraba’ya/gariblere müjdeler olsun! Onlar, benden sonra sünnetimden insanların bozdukları şeyleri düzeltenlerdir.’’
Allah (svt) insanı yarattıktan sonra başıboş bırakmamış aksine herkese belirli sorumluluklar yüklemiştir. Devletin, Cemaatlerin, fertlerin ayrı ayrı sorumluluk ve görevleri vardır
1897 yılında Edward Wheeler Scripture tarafından yayınlanan bir makalede, suda haşlanan kurbağa deneyinin hikayesinden bahsedilir.
Gazze yine yangın yeri... Yangın yeri derken bu ifadeyi deyim olarak değil hakikat olarak kullanıyorum. Sayısız şehit verdik yine Refah’ta
İşgalin sözlük manası; başkasının elinde bulunan bir toprağı veya yeri ele geçirmek demektir.
Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde Güney Afrika’nın başvurusuyla Lahey Adalet Divanında ‘‘İsrail’e’’ yönelik soykırım davası açıldı.
Bundan 27 yıl önce 28 Şubat’ta bu zihniyetin yeni bir postmodernizm diye kavramsallaştırılan darbe girişimiyle karşılaştık.
Müslümanlar olarak 1924’ten bu yana fikren büyük bir düşüşe geçmiş olduğumuz acı bir gerçek fakat söz konusu kardeşlerimiz olunca her zaman birlik olduk.
Bir şeyi kutlamak, kutlanan şeyin değerini ortaya koyar. Yani değerli ve kıymetli olan şeyler kutlanır. İnsanlar, kutladıkları şeylere dönüp bir bakmalı. Nedir bu kutladıklarınız?
Yarın öldüğümüzde Allah’a nasıl hesap vereceğim diye düşünelim.