Gazze’de Anne Olmak
16 Ağustos 2022

Gazze’de Anne Olmak

Rabbim anne ile evlat arasında öyle bir bağ vermiştir ki bu bağ kadındaki var olan birçok duygunun da açığa çıkmasını sağlar. Örneğin kadın anne olunca annelik onda var olan merhamet duygusunu arttırır. Sadece kendi evladına karşı değil tüm çocuklara karşı hatta insanlara, hayvanlara karşı daha fazla merhametli olur. Fedakarlığın ne demek olduğunu daha iyi anlar zira anne olunca artık kendi için değil evladı için yaşadığını görür. Onun için evladının mutluluğu söz konusu olduğundan dolayı kendi isteklerini her zaman ikinci plana alır. Daha fazla duygusal olur. Evladı ağladığı zaman onunla ağlar, güldüğünde onunla güler. Evladına kızdığında vicdan yapar, sırf bu sebeple uykuları kaçar. Evladının gözünden dökülen bir tek damla gözyaşı dahi onun içini paramparça etmeye yeter.

Bir anne için dünyadaki en büyük imtihan belki de evladının acısıdır. Evladının saçının teline zarar geldiğinde oturup ağlayan bir anne için evladını kaybetmesinin acısı tarif edilemez. Bunu düşünmesi dahi bu kadar acı verirken yaşaması nasıl olur. Bu acıya nasıl sabır gösterilir? Bu sabrı Gazze’de evlatları şehit düşen annelerde görebiliyoruz. Zira onların tutumları Sahabeler (ranhum) gibi tarihe birer örnektir.

Bizler evlatlarımız büyüyecek, meslek sahibi olacak, evlenecek, çocuk sahibi olacak diye hayaller kurarken Filistinli anneler evlatları hakkında hayal kuramaz. Kurulan tüm hayaller hep yarım kalmıştır. Kimi karnındaki, kimi kucağındaki, kimi de evlilik yaşına gelmiş evladını kaybetmiştir. Güç sahibi devletlerin ise onları yardımsız bıraktığını hesaba katınca acıları kat ve kat artıyor.

“İsrail’in” son yaptığı vahşi saldırıda bir ay sonra 19 yaşına girecek oğlu Halil’i kaybeden Gazze’li anne Najwa Abu Hamada, kendisi ile yapılan röportajda acısını paylaşırken sürekli Allah’a hamd etti. 12 yıllık evlilik ve beş başarısız tüp bebek girişimden sonra doğmuştu oğlu. Annesinin ciğerparesiydi. Gözünden sakındırdığı evladı ile ilgili “Halil doğduğunda uzun yaşamayacağını hissetmiştim” dedi. Sanırım Gazze’de tüm annelerin hislerine tercüman olmuştur bu söz. Binbir eziyet ve zorluklarla evlatlarını büyüten Gazzeli annelerin sabırlı tutumları bizlere örnek olmalı. Peki bu anneler neden ve nasıl bu kadar sabırlı olabiliyorlar? Gelin bunun yanıtını da şu hadisten alalım; Ebû Mûsâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teâlâ meleklerine;

  • Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız? buyurur. Melekler;
  • Evet, derler. Allah Teâlâ:
  • Kulumun gönül meyvesini (ciğerparesini) mi kopardınız? buyurur. Melekler:
  • Evet, derler. Allah Teâlâ:
  • Peki, kulum ne dedi? buyurur. Melekler:
  • Sana hamdetti ve innâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn diye istircâda bulundu, derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ:
  • O halde kulum için cennette bir ev yapın ve adını da “hamd evi” koyun! buyurur. (Tirmizî, Cenâiz 36) Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Mü’min bir kulumun dünyada sevdiklerinden birini aldığım zaman, buna sabredip sevabını Allah’tan beklerse, bu davranışının katımdaki karşılığı kesinlikle cennettir.” (Buhârî, Rikak 6. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 23)

Onlar evlatlarının Allah’tan (svt) geldiğini ve yine Allah’a (svt) döneceklerinin bilincindeler. Ve yine onlar evlatlarına Allah’ın (svt) bir emaneti olarak baktıkları, bu doğrultuda eğittikleri için evlatlarını Allah yolunda kaybettikleri zaman bunun bir kayıp olmadığını aksine hem evlatları hem kendileri için bir kurtuluş olduğunu kavramış annelerdir. Ne mutlu böyle dirayetli, böyle vakur annelere! İslam zafere ulaşacaksa ki Allah’ın (svt) izniyle ulaşacaktır. İşte böyle annelerin takvaları ve dualarıyla ulaşacaktır.