Dünyada insanoğlunun yaşayabileceği en büyük acılardan birisi de ihanettir. İhanet, ter türlü ilişkide insanı derinden yaralar. Hatta ihanetle ölüm kıyaslandığında ihanetin her zaman ölümden daha fazla acı verdiği söylenir. Zira ihanette, insanın canını çok yakan sevilmeme, kandırılma, aptal yerine konma, beğenilmeyip başkasının tercih edilmesi ve değersizlik gibi insanın duygularını yerle bir eden anlamlar gizlidir. İhanetin sonucunda ise şüphesiz güven duygusu ortadan kaybolup gider.
Peki, ihanetin büyüğü- küçüğü olur mu? Elbette ki olur çünkü bizler İslâm ümmeti olarak bunu yakinen deneyimledik. Yöneticilerimizle olan ilişkilerimizde ihanetlerin en büyüklerine maruz kaldık ve (“yeter artık!” demezsek) kalmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor. Onların ihanetleri sonucu ümmetin topraklarında zulüm ve katliam eksik olmadı. Hatta öyle ki bu yöneticiler ihanetin kitabını yazıyor ve altına bir bir imzalarını atıyorlar. İslâm coğrafyasının kaynakları sadece kendi iktidarlarını kaybetmemeleri uğruna azılı kâfirlere peşkeş çekiliyor. Kirli siyasetleri uğruna onların kanlı elleri sıkılıp anlaşmalar yapılıyor.
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Trump üç gün içerisinde üç Körfez ülkesini ziyaret etti ve toplam değeri 3,2 trilyon doları bulan anlaşmalar imzaladı. İlk olarak Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a ziyaret gerçekleştirdi. Suudi Arabistan, Trump sahneye çıktığında seçim şarkısı olan “God Bless America” (Tanrı Amerika’yı Korusun) şarkısını çaldı. Suud prensi Selman ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile görüşen Trump, Ahmet Şara’yı “Genç, çekici, sert, güçlü bir geçmişi var. O bir savaşçı.” diyerek övdü. Oysa çok değil daha geçen yıl başına 10 milyon dolar ödül koymuşlardı eski “Colani” yeni Şara için. Trump, görüşmenin ardından ilişkilerinin normalleşeceğine dair sinyaller verdi ve Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını söyledi. Suudi Arabistan’la da yaklaşık 600 milyar dolar değerinde anlaşma imzaladı.
Trump’ın ikinci durağı Katar oldu ve iki ülke arasında 1,2 trilyon değerinde yatırım anlaşması imzalandı. Katar Emiri’nin Trump’a 400 milyon değerinde lüks bir Boeing uçağı hediye etmesi ise ayrıca dikkat çekti. Amerikan basınında bu jest (!) “uçan saray” olarak haber yapıldı.
Başkan Trump’ın son durağı ise Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Trump -bir cahiliye ritüeli olan kadınların saçlarını savurmaları şeklinde karşılanması bir yana- buradan da yaklaşık 1,4 trilyon dolar değerinde anlaşmalar yaparak ayrıldı.
Amerika’nın hazinesinde toplam 8133 ton altın bulunduğu biliniyor. Bunun toplam değeri 840 milyar dolar. Yani üç Arap ülkesi, ABD’ye hazinesindeki altının 4 katından fazlasını üç günde bağışlamış oluyor.
Bizler İslâm ümmeti olarak “İsrail”le ticareti kesmeyen ve “İsrail”in en büyük destekçisi olan Amerika ile ekonomik anlaşmalar yapıp, İslam düşmanlarının güçlenmesine yardım eden liderlerin farkındayız. Müslümanlar Gazze’de açlıktan ölürken, tüm ailesini kaybeden küçücük çocukların saçlarına ak düşerken, mazlumlara ellerini uzatmak yerine kâfirlere el uzatanların farkındayız. İşgal altındaki Müslümanlar için bir uçağını dahi havalandırmayanların asıl teröristlere uçak hediye etme ihanetlerinin de farkındayız. Hatırlatırız ki Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Kim yarım kelime dahi olsa bir mü’minin öldürülmesine yardım ederse kıyamet günü, alnında ‘Allah’ın rahmetinden mahrumdur’ yazılmış şekilde Allah’ın huzuruna çıkar.” (İbn-i Mâce, Diyat I)
Ne yazık ki ümmetin başına tebelleş olmuş bu yöneticiler, kâfirleri sevdikleri kadar Müslümanları sevmediler. Kâfirlere kendilerini beğendirmek için çırpındıkları kadar Müslümanlara kendilerini beğendirmek için uğraşmadılar. Müslümanlar, onlar için her zaman vazgeçilen, harcanan, feda edilen taraf oldu. Gazze’deki mazlumların onların ihanetlerine karşılık gözyaşlarıyla “Ya Muhammed! (sav) Onlara şefaat etme” diye feryat etmesi onların yüreklerine dokunmadı. Bir gecede Gazze’de 100 kişinin ölmesi vicdanlarını sızlatmadı. Ordularının gücüyle övünenler, milli bayramlarda gövde gösterisi yapanlar Müslümanların imdadına koşmadı. Bunların hepsinin farkındayız ve ihanetlerini unutmayacağız.
İslâm ümmetine ihanet edenleri hem bu dünyada hem de ahirette rezil rüsva eyle Ya Rabbi! İslâm ümmetini nefsine tercih edecek Râşid bir Halife’yi bize tez zamanda ikram eyle Ya Rabbi!
“Şüphesiz, Allah mü’minleri daima koruyup müdafaa edecektir. Çünkü Allah, hiçbir hâin ve nankörü sevmez.” (Hac, 38)