Zafer İstiyorsanız İslam'a Bağlı Kalın!
29 Ekim 2022

Zafer İstiyorsanız İslam'a Bağlı Kalın!

وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى ٱلْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِٱلْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ ۚ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُفْلِحُونَ

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” [Ali İmran 104]

Bizim davamız; Resul’den (sav) miras kalan, Ümmetin derdi ile dertlenen iman sahiplerinin, Selahaddin'i (rhm) muştulayan marangoz gibi elinden geleni yapabilme, Hz. Süleyman'a (as) destek vererek safını belirleyen karıncanın azim gösterme davasıdır.

Bizim davamız; “Biz asla teslim olmayız. Ya kazanırız, ya ölürüz. Şunu bilin ki, bizden sonraki nesillerle de savaşacaksınız. Bana gelince, ben cellâtlarımdan daha uzun yaşayacağım” diyerek Libya'da tüm zalimlere karşı koyan Ömer Muhtar'ın davasıdır.

Bizim davamız; “Anneler çocuklarını emzirirken onlara İngiliz düşmanlığını da emzirsinler.” diyen Şeyh Takuyyiddin en Nebhani'nin davasıdır.

Bizim davamız; Efendimiz, rehberimiz, önderimiz Hz. Muhammed'in (sav): “Muhakkak ki bu iş (bu dinin hakimiyeti) gece ve gündüzün ulaştığı yerlere ulaşacaktır. Allah (svt) ne bir kerpiç ev ne de bir keçe çadır bırakmayacak; azizi aziz ederek, zelili zelil ederek, bu dini ona dahil edecektir. Allah'ın (svt) bu işte aziz edeceği İslam'dır. Allah'ın(svt) bu işte zelil edeceği küfürdür.” buyurarak tüm insanlığa ulaşacağı müjdesini verdiği İslam dininin tevhid, adalet ve merhamet çağrısının yeryüzünün en ücra köşesine ulaşma davasıdır.

İman eden, salih amel işleyen, iyiliği emredip kötülükten men eden, vaatlerini yerine getiren, nefislerini terbiye eden, İslami duruşlarından şahsiyetlerinden taviz vermeyen dava adamları tarih boyunca bütün zaferlerin anahtarlarını ellerinde taşıdılar.

Açlıktan karınlarına taş bağlayanlar koca imparatorlukları İslam'a ve diğerlerine bağlılıkla dize getirdiler. Hiçbir imkânı olmayanlar, ellerinde hurma dalından yapılmış mızraklardan başka silahı olmayanlar tarihin en modern ordularını İslam'a ve müslümanlara düşman olanları bozguna uğrattılar.

Bedir'de 300 kişi, bin kişiyi İslam'a bağlılıkla yendi, Uhud'da 700 kişi 3bin kişiye İslam'a bağlılıkları ile direndi Mute'de 3bin kişi 200 bin kişiyi İslam'a bağlılıklarıyla hezimete uğrattı. Kadisiye'de 30 bin kişi, 120 bin kişiyi sahip oldukları akideleri ile yerle bir etti.

Çünkü onlar Allah'ın (svt) ve peygamberin hükümlerine bağlandılar, taviz vermediler, değişmediler, değiştirdiler ve zafer ehli oldular.

وَرَسُولُهُۥٓ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ ٱلْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ ۗ وَمَن يَعْصِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَٰلًا مُّبِينًا “Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” [Ahzab 36]

Bizans İmparatoru Herakl Antakya'da bulunduğu sırada Rumlar Sahabe ordusu karşısında mağlup olup kaçmışlardı. Herakl “Allah size kahretsin! Karşınızdaki Araplar da sizin gibi birer insan değil mi?” dedi. “Evet, onlar da bizim gibi birer insandır.” dediler. Herakl “Peki, onlar sizden daha mı çok?” dedi. “Hayır biz onlardan kat kat fazlayız” dediler. Herakl “O halde neden devamlı yeniliyorsunuz?” dedi. O zaman ileri gelen bir kişi “Çünkü onlar geceleri namaz kılar, gündüzleri oruç tutar, sözlerinde durur, iyiliği emreder, kötülükten sakındırır, birbirlerine zulüm ve haksızlık etmezler. Oysa biz içki içer, zina eder, haram yer, sözümüzde durmaz soygunculuk yapar, zulmeder, faiz ve tefecilikle uğraşırız. Allah'ın (svt) hoşnut olacağı şeyleri nehyederiz, yeryüzünde bozgunculuk yaparız.” dedi. Bu söz üzerine Herakl “Doğru söylüyorsun” dedi.

İran Şahı Yezdicerd, Sahabe ordusuna karşı Çin İmparatorluğu'ndan yardım istemişti. Çin İmparatoru, İran elçisine: “Komşu hükümdarların birbirlerine yardım ettiğini biliyorum. Yenilen bir hükümdara yardım etmek gelenektir. Sizi memleketinizden çıkaran adamların vasıflarını anlat da nasıl insanlar olduklarını öğreneyim. Çünkü onların az oldukları halde, sizin gibi büyük bir devleti bu şekilde perişan edip yurdunuzdan çıkarmasında bir hikmet olsa gerek. Herhalde onların iyi, sizin ise kötü bir tarafınız vardır ki, böyle oluyor” dedi. Sonra Çin İmparatoru elçiye “Sözlerinde duruyorlar mı?” diye sordu. Elçi “Evet”dedi. İmparator “Savaşa başlamadan önce size ne teklif ediyorlar?” dedi. Elçi “Bizi üç şeyden birini seçmeye davet ediyorlar: Ya dinlerini kabul etmeye ya cizye vermeye ya da savaşmaya. Dinlerine girseydik, onlardan biri gibi olacaktık. Cizye vermeyi kabul etseydik, bizi himayelerini alıp herkese karşı koruyacaklardı” dedi. İmparator “Emirlerine itaatleri nasıldır?” diye sordu. Elçi “Onlar kadar emirlerine itaat eden kimse görmedim” dedi. İmparator “Onların dininde neler haram, neler helal?” diye sordu. Elçi bunları da anlattı.

İmparator “Helalleri haram, haramları helâl sayarlar mı” dedi. Elçi “Hayır” dedi. İmparator “Haramlarını helal, helallerini haram saymadıkça hiçbir toplum helak olmaz” dedi. İran Şahına şu mektubu yazdı: “Sana başı Merd'de sonu Çin'de olacak kadar büyük bir ordu göndermem gerekir çünkü bu kavim gerçekten anlatıldığı gibiyse onlar dağları yerinden sökmek isterlerse bunu yapabilirler. Eğer onlarla bizim aramızda siz olmasanız, böyle vasıflara sahip oldukları müddetçe benim saltanatımı da elimden alırlar. Beni dinlersen onlarla barış ve himayeleri altına girmeye razı ol. Onlar sana dokunmadıkça sen onlara dokunma.”

Tarih boyunca hiçbir Müslüman topluluk İslam'dan taviz vererek zafere ulaşamamıştır. Zafer ancak İslam'a bağlı kalanlara nasip olacaktır.

Unutmayın! Siz davanızın peşinde olur ve hakkın sizin elinizle vuku bulacağına inanırsanız Allah (svt) sizi zafere ulaştıracaktır.

Ve asla unutmayın ki! İslam'dan taviz verirseniz Allah (svt) çalışmalarınıza bereket vermez. Başarı sağlam bir akide üzerine bina edilmiş, sağlam bir fikir ve metod ile beraberdir. Bize düşen ruhumuzu bedenimizi İslam ile harekete geçirmektir. Raşidi Hilafet Devletinin ikame olduğu Raşid bir Halifenin kalkanlığında zaferlere ulaşma duası ile.

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن تَنصُرُوا۟ ٱللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ "Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır." [Muhammed 7]

وَٱعْتَصِمُوا۟ بِحَبْلِ ٱللَّهِ جَمِيعًا وَلَا "Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın." [Ali imran 103]

İrem DEMİRCİ