YOKSA ŞEYTAN VE AVANELERİ, HAKKA ÜSTÜN MÜ GELDİ?
09 Ağustos 2022

YOKSA ŞEYTAN VE AVANELERİ, HAKKA ÜSTÜN MÜ GELDİ?

Son Gazze katliamı ile dünya konjonktürüne bakınca sanki batıl, hakka galip gelmiş, şeytan ve avaneleri kazanmış ve kazanmaya devam ediyor, Allah’ın (svt) kendilerinden yana olduğu Müslümanlar ise dünyanın her yerinde ezilmiş, küçük düşürülmüş, hatta bu iş bitmiş, mücadeleyi batıl cephesi kazanmış gibi görenler olabilir. Peki gerçekten öyle mi? İblis, Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın varlığını, birliğini, ilahlığını bilmesine rağmen itaatten el çeken melun bir varlıktır. Küfre düştükten sonra Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın kendisine kulluk etsin diye yarattığı insanoğlundan kıyamete kadar da kendisine yandaş toplamak üzere gayret göstereceğine and içmiştir. ‘’İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üstüne oturacağım...’’ [A’raf 16]

Dünyanın şu anki haline bakınca kendisine az da yandaş toplamamıştır hani. Bakıyorsunuz şeytanın taraftarları yeryüzünde kendilerini zorla iktidar kılmış; nesil ve ekin dahil her şeyi bozuyor, yıkıyor. Yaptıkları bir iş yapıcı dahi gözükse arkasından mutlaka daha büyük yıkıcı bir etkisi çıkıyor.

İşte bakın Filistin’deki kardeşlerimize yıllardır zulmeden yahudi varlığı... Yıkıyorlar, katlediyorlar, bombalıyorlar. Lakin bu durum onların asla hakka üstün geldiklerini veya kazandıklarını ya da güçlü olduklarını göstermez. Çünkü sığınacakları bir Rableri olmadığı gibi inşa edecek dosdoğru bir dinleri, bir fikirleri de yok! Zalimce, hayatına devam etmesi için varlığı birçok şarta bağlı olan masum bir insanı, gözü dönmüş bir vaziyette katlediyor, onu hayattan koparıyor!

Evet, bu durumun gerçekleşebiliyor olması, şeytan ve avaneleri kuvvetli olduğundan ya da kazanan olduğundan değil, geçici bir süre iktidarı ellerine almış bulunmalarından ve tek yaptıklarının tahrip etmek olmasındandır. Ve tahrip etmek inşa etmekten çok daha kolaydır. İşte bunun için onlar çok zayıftır. Zaten burada gözden kaçırmamamız gereken asıl nokta tam olarak bu: Şeytan ve avaneleri insanlığa yararlı, inşa edici, yapıcı hiçbir etki göster(e)miyorlar! Etkileri, çok zayıf bir kuvvetle yalnızca yıkmak, bozmak, yok etmek üzerinedir.

Hani çocuklarla oynarız ya, küçük tahta parçalarını üst üste dizeriz, sonra tek tek aralardan çekeriz de kuleyi yıkan kaybeder. Kuleyi inşa etmek 2 dakikamızı alıyorsa, kuleyi yıkmak tek parmağımızla 1 saniye sürer ancak.

Şeytan ve avanelerinin Müslümanlara verdiği tahrip ve zararın etkisi çoktur mutlaka, fakat geçicidir ve telafi edilebilir. İşte bakın tarihe! Şeytan ve taifesi yıkmaya çalışmış, Allah’ın (svt) muhlis kulları inşa etmiş.

Hz. Adem’den (as) başlayarak hakkın taraftarı olanlar hep inşa için çalışmış, hep düzen, nizam, birliktelik için gayret göstermişler. Şeytan ve arkadaşları ise zayıf bir kuvvetle hep yıkmak, tahrip etmek, bozmak üzere çalışmışlar.

Belki Hz. İbrahim (as) ve Hz. İsmail (as) günler, haftalar, aylar boyunca uğraştılar da Kabe-i Muazzama’yı inşa ettiler. Ebrehe ise Allah (svt) müsaade etseydi belki de bir çırpıda Kabe’yi yerle bir edecekti.

Yıkmak kolay, yapmak zordur. Müslümanlar, İslam’a göre, Allah’ın (svt) hükümlerine göre, şeriata göre yaşadıkları zaman dilimlerinde hep inşa etmişler. Dünyaya fikir götürmüşler, medeniyet götürmüşler, liderlik etmişler, şahit ümmet olmuşlardır. Zayıflık dönemlerinde ise hemen küfür cephesi yıkıcı etkisini göstermeye başlamış. Müslümanların, devletleri yıkılmış, birliktelikleri bozulmuş, evleri-aileleri dahi dağılıp gitmiş.

Seleften birisinin öğrencisine şöyle dediği nakledilir: “Şimdi bana söyle eğer bir sürü koyunun yanından geçersen onların koruyucusu olan köpek sana havlayacak ve yoldan geçmeni engelleyecek olursa ne yaparsın? Öğrencisi: Ona karşı direnir, gücüm yettiğince onu geri çevirmeye gayret ederim. Hocası: Bu iş uzun sürer. Bunun yerine sen, o koyunların sahibinin yardımını iste, o köpeği senden uzaklaştırsın, dedi.” [İmam Kurtubi, el- Camiu li-Ahkami’l-Kur’an (Buruc Yayınları), 7. Cilt, s 554]

Elhamdulillah ki sığınacak bir Rabbimiz var. O bize Kur’an’a ve Sünnete bağlanarak her türlü şeytanlardan Kendisine sığınmanın yolunu göstermiştir. O sığınak, o korunaklı kale, o kalkan ancak Hilafettir. İslam şeriatını tatbik edecek olan Hilafet Devleti kurulduğunda, en büyük düşmanımız olan iblis başta olmak üzere, hiçbir düşmanın yanaşamayacağı, bu dünyadaki düzeni, huzuru, adaleti tesis edecek o İslami hayatı inşa etmek için canhıraş uğraşacağız. “En güzel akıbet, takva sahiplerinindir.” [Kasas 83]