YERALTINDAKİ İ*ŞKENCE MERKEZLERİ
09 Aralık 2024

YERALTINDAKİ İ*ŞKENCE MERKEZLERİ

Dün sabah saatlerinde muhaliflerin Şam’ı aldığı ve 54 yıllık Esad Ailesi iktidarının sona erdiği haberleriyle uyandık. Esad ülkeden kaçarken muhalifler ise Cumhuriyet Sarayı ve Genel Kurmay binasındalardı.

Baas rejimi ve ardından gelen Hafız Esad’la beraber Suriye halkı zulmün her çeşidini tatmış durumdaydı. Ardından gelen oğul Esad ise zulümde babasını aratmayacak politikalar izlemekten kaçınmadı.

Beşşar Esad Arap baharıyla beraber reform isteyen halkına yaptığı katliamlar, işkencelerle hafızamıza kazındı. Yüzbinlerce sivili kimyasal saldırılarla öldürdü. Kendi halkına yaptığı zulümde, siyonistleri aratmayan politikalar izledi. Ülkesini yıkılmaz korku duvarlarıyla ördü ve nihayetinde o da ABD tarafından kullanılıp bir kenara atılmış diktatörler kategorisinde yerini aldı. Ellerinde yüzbinlerce Müslümanın kanı olan bu satılık lider bir gün korku duvarlarının yıkılabileceğini düşünmemişti.

Muhaliflerin kontrolü ele geçirmesinden ve rejim güçlerini etkisiz hale getirmelerinin ardından rejimin acımasız yüzü tüm gerçekliğiyle ortaya çıktı. Muhaliflerin ülkedeki esirleri serbest bırakmasının ardından, gözler Esad’ın Guantanamo’su diye isimlendirilen Sednaya Cezaevi’ne çevrildi. Yüzbinlerce esirin güneş ışığı görmeden tutsak bırakıldığı bu cezaevinin ne denli korkutucu olduğu, Suriyelilerin “Kızıl Hapishane” isimlendirmelerinden anlaşılıyor. Genellikle siyasi ve fikri suçluların kapatıldığı bu zindandan kurtulabilenlerin sayısı yüzde on.

Cezaevinin yeraltı hücrelerinde binlerce insan hala tutsak halde kurtarılmayı bekliyor. Serbest bırakılan insanların ise 24 yıl önce ölen Hafız Esad'ın ölümünü bilmedikleri, akıllı telefonun icadından haberleri olmadığı anlaşıldı. Bu insan mezbahası cezaevinden kurtulanların yaşadığı şaşkınlık ve korku bizlere rejimin görünenin çok daha fazlası olduğunu gösterdi. 5 yıl güneş ışığı görmediği zindandan kurtulan esirlerin kendilerini kamerada gördükleri an yaşadıkları şaşkınlık utanç vericiydi. Kadınların ve muhtemelen o cezaevinde dünyaya gelmiş çocuklarının ne yapacağını bilmez halleri haberlerde yerlerini aldı.

Cezaevi tanıklarının verdiği demeçler ise k*an dondurucu boyuttaydı. 13 yıl Sednaya Cezaevi’nde kalan bir kadın şu ifadeleri kullanıyor: “19 yaşında genç bir kız olarak girdiğim cezaevinden, 32 yaşında babasını bilmediğim çocuklarımla çıktım.” Başka bir mahkumun ise; “Dışarıdayım anne, dışarıdayım. 14 yıl sonra, özgürüm yemin ederim özgürüm.” ifadeleri o zindanlardan kurtulma ihtimallerinin çok düşük olduğunu gözler önüne seriyor.

Şu ana kadar Kızıl Cezaevinin ilk yeraltı katından 30.000 Suriyeliye ulaşıldı. İkinci katında 80.000 ve üçüncü katında yani rejimin en tehlikeli diye isimlendirdiği muhalif mahkûmların sayısının ise 30.000 olduğu tahmin ediliyor. Her türlü işkence ve infazın yaşandığı bu cezaevindeki tutuklu sayıları dikkate alındığında rejimin Muhaberat’la tüm ülkeyi korku, baskı ve i*şkenceyle susturduğu anlaşılıyor.

Müslüman halkların başındaki satılık liderlerin ülkelerinde nasıl bir politika izlediklerini bir kez daha görmüş oluyoruz. Korumaları gereken Müslüman halka, Nazilerden beter zulümler yaparak koltuklarını güvence altına almışlar.

Müslümanların tüm yaşanan zilletten ders çıkarmaları, Allah ve Resulü’nün razı olduğu sistem gelene kadar güvene kavuşamayacakları bir hakikattir. Esad rejiminin devrilmesi tek başına Müslüman halkı kurtaracak bir gelişme değildir. Laik-demokratik sistemden uzak, federal yapılara meyletmeden 14 yıl önceki devrim ruhuna dönmeleri ve İkinci Raşidi Hilafet’le zaferlerini taçlandırmaları gerçek kurtuluş olacaktır.

Sednaya Cezaevi’nin zincirlerini kıran Allah (svt) Gazze, Doğu Türkistan, Myanmar’daki hücrelerin de zincirlerini kırsın. Masum Müslümanlara kurtuluş sevinci yaşatan Allah (svt), tüm zulüm altındaki Müslüman kardeşlerimize de kurtuluş sevincini tattırsın. Şam’ın kurtuluşunu nasip eden Allah (svt), gerçek bir zaferle bu ümmetin evlatlarını tüm hegemon güçlerin pençelerinden kurtarsın. İkinci Raşidi Hilafet’in kurulmasıyla bizleri gerçek muzafferlerden kılsın.