TEHLİKENİN FARKINDAYIZ VE TEK BİR GENCİ DAHA KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK!
14 Ocak 2023

TEHLİKENİN FARKINDAYIZ VE TEK BİR GENCİ DAHA KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK!

“Gençlik nereye gidiyor! Gençlik bitmiş! İleride bizi bu gençler mi yönetecek! Bu gençlerden geleceğin anne ve babası nasıl olacak!”

Bu söylemleri, sitemleri, ahlanıp vahlanmaları çevremizden ne kadar çok duyuyoruz değil mi? Toplumda gençlerimizin hali, geleceğimizin durumu hakkında ciddi kaygılar ve korkular hakim. Ne yazık ki söz konusu korku ve kaygılar yersiz de değil.

Bugün kimlik ve şahsiyet bunalımı yaşayan, aklının ve kalbinin sesini alkol ve uyuşturucu ile susturmaya çalışan, toplumdan uzaklaşıp sanal bir dünyada yaşamayı tercih eden, oyun, eğlence ve kısa yoldan zengin olma hayalleri ile ömrünün en verimli dönemlerini heba eden, bu uğurda suça bulaşan, öfkeli ve saldırgan bir nesil oluştu. Geleceği şekillendirecek ve yönetecek bir vizyona, fikre ve akideye sahip olmaktan çok çok uzak, değerlerini kaybetmiş, uçuruma sürüklenen, hayata öfkeli ve kaybolmuş bir nesil yetişiyor.

Hayata öfkeli ve kaybolmuş gençlerimizin nasıl bir uçurumun kenarında olduğunun çarpıcı örneklerinden biri de İzmir’de yaşandı. İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen iki öğrencisi tarafından öldürüldü. Olayın araştırılması için Maarif Müfettişi Doğan Ceylan görevlendirildi. Bu olayı araştırmak ile görevlendirilen müfettişin yazdığı rapor ve yaptığı tespitler ise gençliğimizin nasıl bir felakete sürüklendiğini göstermesi açısından kayda değerdir. İşte o rapor;

“Duygusuz Nesil Tehlikesi

Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor. Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar. Yanıbaşımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen onbinlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor. Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor. Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar. Kendileri için yapılan fedakarlıkların hiç farkında değiller. Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar. Herkesi kendine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar. İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı. Hayatlarında eğlenceden başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar. Geçmiş onları pek ilgilendirmiyor, atalarımıza karşı vefasızlar. Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek güzel ülkemize. Bu sorunu Devlet derinden hissetmeli. Bu sorunun çözümü için ciddi çalıştaylar düzenlenmeli. Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli. Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı. Geç kalmadan bu sorun mutlaka çözülmeli. Bu sorun çözülmezse ülke çözülecek…” (Doğan CEYLAN, Eğitim Müfettişi)

Toplumsal bir çöküş yaşıyoruz. Tehlikenin farkında mısınız? Bugün eğitim sisteminden popüler kültüre kısaca hayatın her alanında hakim olan kapitalist nizam ile ne yapacağını bilmeyen, idealleri olmayan, İslam akidesi ve değerlerinden uzaklaşmış, ateizm ve deizmin inançsızlık tuzağına düşen, saatlerini bir ekran başında harcayan, toplumun sürüklendiği felaketten bir haber asosyal gençlik yetişiyor.

Bugün, gençlerimizi ve toplumu çepeçevre kuşatan ahlaki ve fikri tüm krizlerin sorunların tek sebebi Müslümanların İslam akidesi ve iman esaslarından uzaklaşmasıdır.

Ne yazık ki bugün Ümmetimiz ve özellikle gençlerimiz, bütün insanlığın kurtuluşu olan İslam’ı hakkı ile bilmiyor, anlamıyor ve yaşamıyor! Çünkü İslam, dünyanın hiçbir yerinde uygulanmıyor ve ona davet etkin şekilde yapılamıyor! Hatta İslam’ın insanların hayata bakış açılarına yön verecek, hidayet kaynağı olan akidesi ve bütün sorunları çözecek olan hayat nizamı bilinmiyor!

İşte bu ahval ve şartlarda biz Müslümanlara özelde de gençlere yine büyük görevler düşüyor. Gençler ile İslam’ı buluşturmamız gerekiyor. Bizden çalınan gençlerimizi onlardan geri almamız, insanlığı içine düştüğü bu zifiri karanlıklardan İslam’ın hidayeti ile aydınlatmamız gerekiyor. Batıl seçeneklerin yanına hak olan İslam’ı koymamız, suskunluğun hakim olduğu bu çağda İslam ile huzur ve mutluluğun geleceğini haykırmamız gerekiyor.

Tehlikenin farkında olarak diyoruz ki Bu çağın en büyük sorunu İslam dışı bir hayattır. Tüm sorunların İslami bir bakışla çözülebileceği ve İslam’ın bugüne taşınması, bugünün koşullarında yeniden yorumlanması yerine; bugünün sorunları İslami değer ve anlayışın ışığında ele alınmalıdır. İslam 100 yıllık değil 1444 yıllık bir geçmişi ile insanlığı hidayet ve adalet ile mutlu etmiştir. İslam, ilk günkü gibi insanlığı değiştirmek için korunan ve insanların muhtaç olduğu dindir.

Gençlerimize, hayata gönderiliş gayelerini, nereden gelip nereye gittiklerini, amaçlarını, kime kulluk etmeleri gerektiğini, dünya ve ahiret esaslarını, nasıl bir nizama uymaları gerektiğini hakkıyla öğretebilirsek işte o zaman geçmişte olduğu gibi bugün de gençliğimiz aslına dönecektir. Düşünce ve davranışlarını vahiy ile arındırıp dinlerine sarılacak hem kendilerini hem de insanlığı kurtarmak için yeniden öne çıkacaklardır. İşte böyle bir gençliğin azığı iman, hayatı ibadet, misyonu davet, hedefi Allah'ın rızası, ideali İslam'ı hayata hakim kılmak olacaktır.

Gençlerimiz alemlerin Rabbi olan Allah'ın (svt) rızasına ve genişliği gök ve yer kadar olan cennette koşacaktır.

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah-u Teâlâ, gençliğini Allah'a itaat eden, Allah yolunda harcayan genci sever“ buyurdu. [Suyuti El-Camius Sağir]

“Çalışanlar bunun için çalışsınlar.”[Saffat 61]

Zeynep DENİZ