TALİP OLDUĞUMUZA HAZIR MIYIZ?
10 Temmuz 2022

TALİP OLDUĞUMUZA HAZIR MIYIZ?

Şimdi sorsam size, “Cennet’e gitmek istiyor musunuz?” Şüphesiz herkesin cevabı, hiç düşünmeden “Evet” olur. Sanırım bu düşüncemde hepimiz hemfikiriz değil mi? Bence de, kim cennete gitmek istemez ki? Ayrılıkların, acıların, ağrıların, zulümlerin olmadığı, istediğimiz her şeye ulaşabileceğimiz tek adres… Her şeyin de ötesinde Allah’ın (svt) rızasını kazanmış olmak… Allah’ın (svt) rızasının olduğu yere varabilmek… İçimizi kıpırdatıyor, hayallerimizi süslüyor… Ne var ki Cennet ehlinden olmak istediğimiz kadar, Cenneti kazanmanın kolay olmadığını da biliyoruz…

Öyleyse, bir soru yöneltmek isterim sizlere. “Talip olduğumuza hazır mıyız?” “Kavuşmak istediğimiz Cennet konusunda ne kadar samimiyiz?” Dilimizle istediğimiz Cennet arzusu amellerimizde karşılık buluyor mu? Burada durmak istiyorum… Acı ama gerçek; biz galiba hazır değiliz…

Cennet öyle bir hazırlık istiyor ki bizden, öyle fedakârlıklar, mücadeleler bekliyor ki orayı hak edebilelim. Önümüz diğer bir adı teslimiyet olan Kurban Bayramı…

Allah’ın (svt) rızasını kazanabilmek için gerekirse evladını kurban veren İbrahim’in (as) itaatini hatırlatıyor mu bize bu bayram?

Ya da seni Allah için kurban edeceğim dediğinde babası İbrahim’e (as) “Babacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşAllah beni sabredenlerden bulacaksın” diyen İsmail’in (as) teslimiyetini hatırlatacak mı bu bayram?

Kısacası Allah (svt) için kurban ettiklerimiz yeri geldiğinde kendimizi Allah’a (svt) kurban edebilmeyi hatırlatacak mı bizlere?

Allah için candan, canandan ve her şeyden vazgeçebilmek? Tıpkı, Hacer validemiz gibi…

İbrahim (as) eşi ve çocuğunu çölün, kuraklığın ortasında, tek başına bıraktığı zaman, Hacer validemiz; “Ey İbrahim! Bizi buraya bırakıp gitmeni sana, Allah mı emretti?” sorusuna “evet” cevabını alınca koşulsuz, amasız, hesapsız ve tereddütsüz Allah’a itaat etmişti. Cennet’i kazandıracak teslimiyeti ortaya koymuştu. Böylelikle Hacer validemiz, Allah’ın (svt) rızasını kazanmıştı. Bütün zorluklara rağmen Cennet’i kazanacak ameller ortaya koymuştu.

Evet Cennet’i kazandılar; Çünkü Rablerine teslimdiler, nefislerinin arzuladıklarına değil. Ve talip oldukları cennete Allah’a (svt) teslim olarak hazırlık yaptılar. Yine en güzel örneklerden olan Hatice validemiz… Onun (ranha) o duruşu, o vakuru İslam’ın emirlerine ve nehiylerine teslimiyetinin önünde, ne malı, ne parası, ne de ticareti engel olmuştu… İslam’a teslimdi her şeyiyle. Tüm varlığı ile… Tüm benliği ile. Çünkü talip olduğu Cennet’e hazır olmalıydı.

Ve dahası tüm sahabelere baktığımızda malıyla, canıyla, ailesi, sevdikleri ile İslam için, cennet için mücadele vermemişler miydi? İşte onların halini resmeden bir ayet:

“İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah ise kuluna karşı çok şefkatlidir.” [Bakara 207]

Ya biz kardeşlerim? Cennet arzumuzu söylemin ötesine taşıyabiliyor muyuz? Her şeyimizle teslim olarak benliğimizi Allah’a ( svt) kurban verebiliyor muyuz?

Dünya defterimiz bugün kapansa Cennetlik amellere sahip miyiz? Ne yaptık, ne yapıyoruz, ne götüreceğiz?

Teslimiyetin nişanesi olan karşılamaya hazırlandığımız mübarek Kurban Bayram’ında, kalkmalı, silkelenmeli ve talip olduğumuza hazırlanmalıyız… Gerçekten hazır mıyız?

Hazır olanlardan olmak ve talip olduğumuza da kavuşmak duasıyla…