Modern Dünyanın Tuzağında Kadın ve İslam’ın Değeri
14 Aralık 2025

Modern Dünyanın Tuzağında Kadın ve İslam’ın Değeri

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla…

"Ey (Müslüman) kadınlar! Siz herhangi bir kadın değilsiniz." [Ahzab 32]

Kardeşler! Bugün üzücü bir problemimiz var ki dünya üzerinde Müslüman sayısı çok olmasına rağmen Ümmetin vaziyeti her zamankinden vahim... Genci, yaşlısı, erkeği özellikle de kadınıyla Ümmet karanlık bir dehlizde kaybolmuş bir durumda. Artık bizler sokakta gördüğümüz kadınlar modernist mi, feminist mi, yoksa Müslüman kadın mı ayırt etmekte zorlanır hâle geldik.

Allah Azze ve Celle’nin ayetinde buyurduğu gibi: "Siz herhangi bir kadın değilsiniz" ifadesi bizi onurlandıran bir ifade; bu ifade bizi şereflendiren bir ifade, biz Müslüman kadınları Allah katında özelleştiren bir ifadedir.

Peki bu ne demektir? Bir kadın eğer Müslüman olmayı seçtiyse aslında şu üç şeyi seçmiş ve kabul etmiş olur:

  1. İnanç olarak tevhidi seçmiştir. Yani kalbini tevhid ile doldurmuş ve kulluğunu sadece Allah'a has kılmıştır.

  2. Taraf olarak Allah'ı seçmiştir. Yani yaşamındaki duruşunu, ideolojisini, fikrini tamamen Allah'ın kitabına göre düzenler, belirler.

  3. Yaşam tarzı olarak İslam’ın ölçüsünü seçmiştir. Yani tesettürü, ahlakı, duruşu, konuşması, anneliği, eşliği ve toplumdaki rolünü Allah'ın sınırları çerçevesinde şekillendirir.

Ve buna baktığımız zaman bir Müslüman kadın modern dünyanın dayattığı gibi "süslenmiş özgürlük" profili değildir. Tam aksine yaşam tarzını tamamen Rabb’inin rızası altında şekillendirir.

Mesela bugün modernizme kurban giden kadınlar, yüksek ses çıkaran bir ayakkabı ile gezebiliyorlar. Başka kadınlar bugün tesettürsüz, ölçüsüz, kısa ve açık kıyafetlerle dışarı çıkabiliyorlar. Başka kadınlar dişiliklerini, kadınlıklarını istedikleri gibi, istedikleri yerde kullanabiliyorlar; bu kadar iğrenç bir duruma düşebiliyorlar.

Ve Allah Azze ve Celle bunun tam aksine Kur'an’daki ifadesiyle diyor ki: "Sen herhangi bir kadın değilsin."

Ve unutmamalıyız ki kadın, Müslüman kadın olduğu için değerlidir. Bir kadın İslam'la şereflendiği vakit kıymetli ve değerli olur.

İslam’dan önce kadın zelil ve sefil bir durum içerisindeydi. İslam’ın gelmesiyle hiçbir hak ve değere sahip olmayan kadına bütün hak ve değerleri verildi. Fakat İslam düşmanları da bu durumda boş durmadılar; İslam’da kadına hak verilmediğini, İslam’ın kadını ikinci planda tuttuğunu yaydılar. İstedikleri gibi algılanmasına çaba sarf ettiler ve etmeye de devam ediyorlar.

Bugün kadının kadınlığını, analığını sömürmek için her yolu deniyorlar. Kadını modernizme, yani bağımsız bir değişime sürüklüyorlar.

Bugün kadınlara İslam’a gelin çağrısı yapıldığı zaman adeta: "Modernizmde bulduklarımız bize yeter, bu durumdan memnunuz. Demokraside bulduklarımız bize yeter." cevabını alıyoruz.

Önceden İslam’ın olduğu dönemde ayetlerden bahsedildiği zaman "işittik ve itaat ettik" denilirdi. Bugün ise: "Sen hâlâ o kafada mısın?" cevabını alıyoruz.

Aradaki fark uçurumlar kadardır. Ne yazık ki feminizm ve modernizm kadını en düşük duruma düşürdü ve İslami değere sahip ne varsa değiştirdi.

Peki Allah Azze ve Celle ne buyuruyor?

"Ey iman edenler! Eğer kâfirlere (onların isteklerine, yönlendirmelerine) uyarsanız, sizi gerisin geriye eski hâlinize döndürürler de hüsrana uğrayanlardan olursunuz." [Âl-i İmran 100]

Allah Azze ve Celle bizi modernizme, feminizme uyan kadınlardan ayırıyor. Peki öyleyse bir Müslüman kadın nasıl olmalı?

Tesettüre örnek gösterendir.

Süsü ve ziyneti iffeti olmalıdır.

Onun güzelliği Allah korkusu olmalıdır.

Hayırlı hayalleri ve hedefleri olmalıdır.

Ameliyle sessiz bir davetçidir.

Örnek lider olması gerekir.

Haya ile yürümesi gerekir.

Bizler bu özellikleri Allah'ın ayetindeki ifadesine layık olabilmek için bu özellikleri hayat sahamıza indirgememiz gerekir.

Kur’an-ı Kerim evrensel bir kitaptır ve bizden önceki Müslüman kadınlara indirilen hükümler bizler için de geçerlidir. Nasıl ki onlar harfi harfine Müslüman kadının Allah'ın emriyle yapması gereken her şeyi Allah'ın rızasını gözeterek yaptılarsa, bizlerin de bugün Rabbimizin bize verdiği değere layık olabilmek için elimizden gelenin fazlasını yapmak zorundayız.

Modernizm, feminizm ve demokrasi gibi sistemler bizim kalıbımıza uymuyor. Biz tüm bunların karşısındayız. Tıpkı adanmanın ve iffetin öğretmeni Meryem gibi, tıpkı son peygamberin ilk eşi en sadık dostu Hatice gibi, babasının kızı olan Fatma gibi, ilmin annesi olan Aişe gibi, yoksullara ve dullara annelik yapan Zeyneb gibi ve son devrin yiğit kadınlarından olan Zeyneb Gazali gibi saliha kadınlar ve dava kadınları gibi Müslüman bir kadın olmalıyız.

Unutmayın ki bizler Allahu Teâlâ’nın ifadesiyle "herhangi bir kadın değiliz." Modernizmin kalıplarına değil, vahyin ölçülerine sığınan kadın, davanın gerçek taşıyıcısıdır. Şöyle buyuruyor Allah Resulü:

“Dünya bir süstür; en hayırlı süs ise saliha kadındır.” (Tirmizî, Radâ, 11)

Vesselam.

Lila Aytula