Filistin’de anne olmak her şeyden önce sağlam bir iman gerektirir. Filistin’de anne olmak demek lanetlenmiş bir kavimle yüz yüze yaşamak, onun vahşet dolu tüm eylemlerine rağmen kanının son damlasına kadar mukaddes toprakları savunmak demektir. Mescid-i Aksa’yı alçak yahudilerden kurtaracak Selahaddin Eyyubi’leri doğurmak ve bu bakışla evlat yetiştirmek demektir. Filistin’de anne olmak demek, İslam beldelerinin hain yöneticilerinin Ümmetin Filistin davasına inanır gibi yaptığı ancak alçak yahudilerin terör ve saldırılarına paravanlık etmekten başka hiçbir işe yaramadığına şahit olmak demektir. Filistin’de anne olmak demek bu gerçekleri bilmek ve buna rağmen evlatlarını seve seve Allah (svt) yolunda şehit vermek demektir. Filistin’i ölümcül silahlarla yakıp yıkan, istila ve işgal eden itraile taşlarla karşı koyabilecek kadar gözü pek ve cesur olmak demektir.
Nasıl şu an kapitalist dünya düzeninin kahrolup yıkıldığında ardında oluk oluk kan izi bırakacağını görebiliyorsak, kurulacak olan Hilafet Devleti Ordusuyla başta mübarek belde Filistin’deki anneler olmak üzere, yeryüzünde mazlum ve mağdur olan tüm analarını kurtaracağını biliyor ve inanıyoruz. Gazaba uğramışların ve dalalete düşmüşlerin ne çabaları ne de güçleri Filistin’e hükmetmeye yetmeyecektir. Zira başta Ümmetin anaları olmak üzere tüm Ümmet Allah (svt) yolunda gereken mücadeleyi sürdürecek ve bu mücadeleyi Hilafetle taçlandıracaktır biiznilah. O günde işlediğiniz suçların bedellerini ödemeye hazır olun. Kahhar olan Allah’ın (svt) hesabı ise çok daha çetin olacaktır. Muntakim olan Allah yardımcımız olsun!