Kapitalist nizamın toplumda etkisi günden güne artmaya devam ediyor. İnsanları her geçen gün işlenen suçlarla, gerçekleşen olaylarla hayrete düşüren, acılarına çözüm bulamayan, günden güne insanları da kendi fasit fikirleriyle bataklığa sürükleyen batıl bir nizamın tahakkümü altındayız.
Cinayetlerin, tecavüzlerin, tacizlerin, hırsızlıkların, çocuk kaçırıcılığının, eşcinselliğin, pedofilinin hatta daha ötesi sapık görüşlü tarikatların, fıtrata uymayan izdüşümlerin cereyan ettiği bir çağa şahitlik ediyoruz.
Suçlar bu denli çeşitli ve sayısızken bakınız Türkiye Adalet sisteminde işlenilen bazı suçların cezaları; Cinayet 10-20 yıl, Cinsel istismar 8-15 yıl, Hırsızlık 1-3 yıl arası değişkenlik gösteriyor. Bu cezalar uygulandığında ise af yasasına uğrayıp daha da asgari bir miktara düşüyor.
Elbette beşer aklından çıkma anayasaya da adalete de tamah etmiyoruz. Yaşanılan olaylar neticesinde insan aklı tatmin edici çözümün İslam'ın hükümleri olduğunu sonunda hissediyor. Geçtiğimiz günlerde çok ciddi ve üzücü, etkisinden kurtulamayacağımız bir cinayete şahit olduk. Bu olay neticesinde, tüm ülke ağız birliği ile idamın gelmesi gerektiğini gerek meydanlarda gerek ise sosyal medyada duyurdu.
Ancak şu bir gerçek ki sadece cinayete karşı idam gelmesi demek, çözüm ortaya koyacak bir sonuç olmaz. Çünkü suç fabrikasına dönüşen ülkede, günden günde can acıtıcı bir çok olaya şahit oluyoruz. Kapitalist sistemin bozuk çarkı, idam gelse de nesli, ekini, insanı, aileyi ifsat etmeye devam edecektir.
İnsanlığı fikri bataklığa sürükleyen asıl suçlu kapitalist sistem iken, yalnızca adalet sisteminde belli suçların değişmesiyle ne toplum ıslah olur ne de gerçek bir kalkınma gerçekleşmiş olur.
Fıtrata uygun, kalbe mutmainlik veren, akla kanaat getiren, tek gerçek olan İslam'ın hükümlerini kısmi değil bir bütün olarak almak gerekiyor. Yalnızca cezalarda değil, ekonomide, eğitimde, sağlıkta, ticarette, dış siyasette 14 asır boyunca uygulanan bir gerçekliğe dönme vaktimiz çoktan gelmiştir. Zira gerçek bir kalkınma, doğru bir adalet sistemi ancak bu şekilde gerçekleşir. İşte o zaman sapkın görüşlü tarikatlar, uyuşturucu bataklığına bırakılan gençler yerine Allah'tan hakkıya ittika eden, cihad meydanlarında Allah-u Ekber nidalarıyla şehitliğe koşan şahit gençlik ortaya çıkacaktır. Dünya ve ukbada saaadeti yakalamak yalnızca İslam ile mümkündür. Hükümlerinin uygulanması da bizlere saadeti getirecektir.
Nitekim Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: “Allah'tan başka güzel hüküm verecek kim vardır?” [Maide 50]
Hatice Yiğit