Laik kesimin ve laik medyanın Başak Demirtaş’a yapılan saldırıyı iffetli bir kadının namusuna yapılan bir saldırı olarak değil de “Cinsiyetçi Hakaret İçerikli” bir saldırı olarak göstermesi, laikliğin ve Batılı değerlerin kadının namusuna zerre kadar ehemmiyet vermediğini bir kez daha ortaya koymuştur!
Bir kez daha, bir kadının namusuna karşı yapılan apaçık aşağılık bir saldırıyı dahi İstanbul Sözleşmesi, Pekin Deklarasyonu, CEDAW gibi uluslararası küfür anlaşmalarının dayattığı bakış açısı ve terimler üzerinden gündem yaparak asıl inandıkları ideolojinin çirkin değerlerine sadakatlerini göstermiş oldular.
Dolayısıyla bu saldırıyı haber yapan laik medya ve laik kesim, iffetli bir kadının namusuna yapılmış bir saldırıdan değil “Cinsiyetçi Hakaret İçerikli” bir saldırıdan bahsetmektedir!
İslam'da kadının namusu dokunulmazdır. Müslüman erkek, hiçbir kadının, ister Müslüman olsun, ister gayrimüslim olsun, hiçbir kadının namusuna karşı yapılan en ufak saldırıya dahi zerre kadar tahammül göstermez... Düşmanın kadını dahi olsa onun namusuna ilişmez, ilişilmesine müsaade etmez, göz yummaz! Bu Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın ve Rasulü ﷺ 'in Müslümanlara hiçbir istisna koymadan emrettiği bir ilkedir! İslam, savaşta dahi kadınların namusuna, canına dokunulmasına müsaade etmemiştir...
Dolayısıyla Herhangi bir kadının namusuna yapılan her türlü saldırı, ancak Türkiye halkında İslami değerlerin gün geçtikçe kaybolup yerini gayri-İslami ve gayri-insani ahlaksız, eziyet edici ve aşağılayıcı kapitalist değerlere bırakmaya başladığının kanıtıdır.
Böylesi fütursuzca saldırıların muhatabı ister Başak Demirtaş, ister Meral Akşener, ister Selvi Kılıçtaroğlu, isterse de Emine Erdoğan olsun... Kadın kadındır, kadının namusu dokunulmazdır. Bu kadınlar başka kadın ve kızların namusunu korumak için İslami değerleri hiçe saysalar dahi onların namusları da dokunulmazdır!
Dolayısıyla herhangi bir kadının namusuna, ister Türkiye'de ister dünyanın başka bir yerinde yapılan saldırı kapitalist sözleşmelerle, kanun ve sistemlerle namus ve iffet mefhumunun toplumsal düzenden çalınmış olmasının sonucudur.