EY MÜSLÜMAN, BU SEN DEĞİLSİN!
25 Aralık 2024

EY MÜSLÜMAN, BU SEN DEĞİLSİN!

Asırlar boyunca dünyaya liderlik etmiş en hayırlı ümmettik. Alemlerin Rabbinden gelen seçkin bir hidayete, büyük zaferlerle dolu şanlı bir tarihe, büyük bir geçmişe sahiptik. Cumhuriyetin ilanıyla birilikte o parlak ve şerefli günlerin çok uzağında, sömürgeci kâfirlerin egemen olduğu bir dünyada, derin bir geri kalmışlık ve ağır bir zilletin dayanılmaz yükü altında yaşamak zorunda bırakıldık. Bu büyük hüsrana yol açan nedenlerden biri de, İslam Ümmetine musallat olan “Yahudileşme eğilimi”dir.

Yahudileşme eğilimi, kısaca; dünya sevgisi nedeniyle Allah’ın (svt) hükümlerine itaat etmemek, Allah’ın hükümlerini beğenmemek, Allah’ın hükümlerini tahrif etmek, Allah adına hükümler uydurmak ve uydurulan hükümleri Allah’tanmış gibi göstererek Allah’a iftira etmek, Allah hakkında yalan uydurmaktır diyebiliriz.

Allah-u Teâlâ, Yahudilerle ilgili bu durumu şöyle açıklamıştır:

“Allah’a verdikleri sözleri ve ettikleri yeminleri önemsiz bir dünya menfaatine satanlar var ya… işte onların ahirette hiçbir nasipleri yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara merhamet nazarıyla bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Ehlikitap’tan bir grup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları kitaptan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: ‘Bu Allah katındandır!’, derler. Onlar, bile bile Allah'a iftira ediyorlar.” [Âl-i İmran Suresi 77-78]

Yahudilerle başlayan bu eğilim sonrasında Hıristiyanları daha sonra da özellikle Hilâfet’in ilgasından günümüze kadar geçen yüz yıllık süre içerisinde maalesef ki Müslümanları da etkisi altına almıştır. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin, söylediği; “Onları adım adım, karış karış takip edeceksiniz. Onlar bir kertenkele deliğine girseler, siz de onlarla birlikte gireceksiniz!” hadisi de bu gerçeği göstermektedir.

Yahudileşme eğiliminin en belirgin özelliği, hakka tabi olmamak, isyan edip reddetmek ve hakka isyanı meşrulaştırmak adına bahane ve mazeretler üreterek bu bahane ve mazeretleri öne sürerek batıla teslim olmaktır. Hakka tabi olanlar ve hak söz söyleyenler üzerinde baskı kurmak, onları değişik ithamlarla suçlamak, onları itibarsızlaştırmaya çalışmak ve onların aleyhinde kamuoyu oluşturmaya çalışmak da Yahudileşme eğiliminin görülen tavırlarındandır.

İslam Ümmetini oluşturan Müslüman halklar üzerindeki iktidar sahipleri, iktidar bürokrasisi, iktidara karşı çıkmayı, iktidarı eleştirmeyi, iktidarı muhasebe etmeyi, iktidara hak söz söylemeyi kendi çıkar ve menfaatlerine aykırı gören çevreler, Yahudileşme eğiliminin en fazla etkisi altında kalan gruplardır.

Yahudileşme eğiliminin etkisi altında olanlar, inançlarından hareket etmek yerine, hükümleri vakaya göre değiştirenler, çıkar ve menfaate, iktidar ve güce teslim olanlardır. Yahudileşme eğiliminin etkisinde olanlar gasıp Yahudi varlığı “İsrail”in Gazze’de bugüne kadar gerçekleştirdiği yıkım, katliam, mezalim ve soykırım karşısında harekete geçmeyip, yerlerinde çakılıp kalan iktidar sahipleri ile ordular ve onları savunanlardır.

Yahudileşme eğiliminde olanlar; şu günlerde de yaklaşmakta olan, miladi takvime göre yılbaşı/noel vb. kutlamaları kültürel değerlere aykırılık nedeniyle okullarda yasaklayıp yine o okullarda Allah’ın kanunlarını hiçe sayarak batı endeksli eğitim modeliyle İslam’ın güzide evlatlarının tertemiz zihinlerini kirletenlerdir.

Yahudileşme eğilimi, sadece İslam Ümmetinin İslam’dan uzaklaşmasına, zillete mahkûm olmasına ve geri kalmasına yol açmamış, aynı zamanda bütün insanlıkta sapkınlıklara, yozlaşmaya, toplumsal çöküntü ve buhranlara da yol açmıştır. Toplumda artan suç oranları, gençlerin mutsuz bir hayat sürmeleri, işsizlik, sağlık ve ekonomi alanlarındaki çöküntüler bu buhranın yansımalarından sadece birkaçıdır.

İnsanlığın ve Müslümanların en tehlikeli düşmanlarından biri olan Yahudilere benzeme ve Yahudileşme eğiliminin ortadan kalkması; ancak İslam Ümmetinin izzetli ve şerefli günlerine, Hilâfet’in İslam Ümmetine geri dönmesiyle mümkün olacaktır. Bunu mümkün kılmak ise biz Müslümanların çaba ve gayretine bağlıdır Öyleyse haydi bugünü milat olarak kabul edip İslam’ın var olduğu dönemdeki huzur ve güven ortamına, güç ve kudret sahibi günlerine geri dönmesi için var gücümüzle çalışmaya başlayalım.

“De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah’a çağırırız. Allah’ın şanı yücedir. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” [Yusuf Suresi, 108]

Sümeyye Şeyma GÜVENİLİR