ASIL SUÇLU SİZLERSİNİZ
27 Ekim 2024

ASIL SUÇLU SİZLERSİNİZ

Bu kaçınca skandal, bu kaçıncı vahşet? Daha ne kadar seyirci kalıp bu rezaletlerin bizi bulmasını bekleyeceğiz? Gündemi sarsan söylerken bile tüylerimizi diken diken eden bir vahşet daha!

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da "Yenidoğan Çetesi" denilen grubun, sağlıklı bebekleri günde 8.000 lira kazanmak için yoğun bakım ünitesine alıp öldürdüğü ortaya çıktı. Bebeklere doğdukları an sarılığa neden olan K Vitamin ve solunum sıkıntısına sebep olan Hepatit B aşısı ile yoğun bakıma alıp öldü deyip geçiştiriyorlar.

Rabbimin kudret eliyle yaratıp cennetinde muhafaza eylediği, yeryüzünün halifesi kıldığı bir emaneti bizim içimizde canlandırıyor, bir başka canlının ruhu bizim bedenimize dahil oluyor. Bu ne muazzam bir durumdur. Bir bedende iki ruh taşıyoruz. Taşıyoruz da, doğurmaktan korkuyoruz! Bırakın bir ekmek almak için çıktığımız sokaklara, yolda giderken yanındaki insana güvenmeyi unuttuğumuz, doğurduğun evladının bile güvende olmadığı bir çağdayız...

Evlatlarımız doğumda kurtulsa fıtrata muhalif seküler düşünce yahut izmlere maruz kalıyor, eğitim sisteminde lgbt sapkınlığına düşüyor, eğitimden kurtulsa uyuşturucu bataklığı, ondan kurtulsa şiddet, tecavüz, öldürmelerle karşılaşıyor. Nerede hümanizm çığırtkanlığı yapan insan hakları savunucuları? Nerede hakkı söylemesi gereken alimler, kanaat önderleri? Ucu iktidara dokunuyor diye onca rezalete ses çıkarmayanlar hem insanlardan hem de ahirette Allah’tan ve meleklerden utanacakları o gün ne cevap verecekler?

Başka evlatlara kıyarken olur da bir gün kendi evlatlarınızla sınanmaktan hiç mi korkmadınız? Daha doğrusu siz Allah'tan hiç mi korkmadınız?

Biraz da bu sorunun sadece iki, üç doktordan değil de, tüm sağlık örgütünden kaynaklandığını konuşalım. Binlerce insana yanlış tanı koyup tedavi süreci başlatan, insanları deney tahtası gibi gören sağlık örgütleri maruz kaldığımız insani yozlaşmanın en bariz tezahürlerindendir.

Peki bunca can katlediliyor, insanlar hastanelerde çürüyor, kimse el atmıyor mu? Kimse dur demiyor mu? Evet demiyor! Hz.Ömer (ra) gibi halkı kontrol edenler nerede? Ağlayan bebek sesi duyduğunda sokak sokak ev ev dolaşıp sorgulayan Ömerler nerede...

İslam coğrafyasında bebeklerin ölmediği, annelerin ağlamadığı tek bir toprak parçası kalmadı. Bir tarafta gasıp yahudinin katlettiği çocuklar diğer tarafta kapitalist zihniyetin katlettiği çocuklar. İnsanlık çığırtkanlarının kulaklarını insanlara tıkadığı şu günlerde, bize en çok lazım hakkı ayakta tutacak, insanlara hatırlatacak alimler ve kanaat önderleridir. Allah’ın indirdikleri ile hükmetmeyen yöneticiler ve onları muhasebe etmeyen alimler! Evet, asıl suçlu sizlersiniz. Müslüman bir topluma islam dışı bir nizam uygulanmasıba müsaade ettiğiniz için suçlusunuz. Resullerin varisleri olarak hak olanı her zaman ve mekanda haykırmadığınız dolayısıyla da tüm bu yaşananlara sessiz kalarak ortak olduğunuz için de Ey alimler, kanaat önderleri, güç ve nusret ehli sizler de bu yüzden suçlusunuz.

Aklınız varsa, Allah’ın takdir ettiği ecel sizi bulmadan tövbe edip İslam’ın yönetim şekli olan Hilafet için çalışır, çalışanlara nusret verirsiniz. Yoksa bu dünyada da ahirette de hem bizler hem de tüm lanet edicilerin iki eli yakanızda olacak ve sizleri Rabbimize şikayet edeceğiz. Tıpkı Gazze'de ki anneler gibi, tıpkı Doğu Türkistan'da ki anneler gibi, tıpkı tüm mazlumlar gibi...

Biz Ömer (ra) gibi hâlifeler istiyoruz. Nerede bir ana feryâdı duyulsa ona yetişen, nerede bir haksızlık olsa ona yetişen Ömerler istiyoruz. İşte Hilâfet bu topraklarda hüküm sürdüğü zaman, Ömer gibi hâlifeler geldiği zaman bütün analar, yavrular, bebekler rahat bir nefes alacaklar...

Rabbim önce Nübüvvet minhacı üzere Hilâfeti, sonra da ağlayan bebeklerin, yürekleri sızlayan anaların feryatlarına yetişecek, adaleti sağalayacak Hz.Ömer (ra) gibi halifeler nasip etsin.

Rümeysa Salman