Hayatınızda hiç herhangi bir durum için “Çok dualar ettim” ya da” Zamanında ne istiyordum bak şimdi daha iyisi oldu!” dediğiniz oldu mu?
Çoğumuzun evet! dediğini duyar gibiyim. Çünkü bu ve buna benzer cümleleri günlük hayatımızda oldukça çok kullanabiliyoruz. İşin asıl sırrı da işte burada ortaya çıkıveriyor. Günümüzde pek çok Müslüman, dua etmenin gücünü ve Allah’a olan yakınlığı artırmadaki etkisini ihmal ediyor. Günlük koşuşturmacalar, stres ve zamanın hızlı akışı, ne yazık ki dualarımızın derinliğini kaybetmesine yol açıyor. Ancak belki de çoktan unuttuğumuz bir dua, hayatımıza bambaşka bir anlam kazandırabilir. Bugün o duayı hatırlayarak hayatımıza yeniden yön vermeye ne dersiniz?
Hepimiz biliyoruz ki İslam’da duanın önemi oldukça fazladır. Dua, insan ile Rabbi arasındaki en özel ve samimi iletişim yoludur. Bir Müslüman için dua, sadece bir ihtiyaç anında yapılan bir talep değil, aynı zamanda kulluk şuurunun bir yansımasıdır. Allah’a yöneldiğimiz her an, O’na olan bağlılığımızı, teslimiyetimizi ve sevgimizi tazelemiş oluruz. İşte bu yüzden dua, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmalıdır. Allah-u Teâlâ Kur’an’da şöyle buyuruyor:
“Bana dua edin ki size icabet edeyim.” [Mü’min, 60]
Bu ayet, dua etmenin sadece bizim ihtiyacımızdan kaynaklanmadığını, aynı zamanda Allah’ın bir emri olduğunu da gösterir. Dua, bir kulun Rabbiyle kurduğu en güçlü bağlardandır. Çünkü dua ederken insan, yalnızca ihtiyaçlarını dile getirmez; aynı zamanda Rabbinin rahmetine olan güvenini, O’na olan sevgisini ve umutlarını ifade eder. Dua, insanın içindeki boşluğu doldurur, endişelerini hafifletir ve yalnızlık hissini giderir. İnsan, dua ederken şunu fark eder: “Asla yalnız değilim, beni yaratan, gören ve işiten bir Rabbim var.” Bu farkındalık, dua eden kişinin: Huzur bulmasına, kendini değerli hissetmesine, zorluklarla mücadele gücünün artmasına vesile olur.
Bir dua anında dökülen gözyaşları, insanın kalbini ve duygularını arındırır; kalbini, Rabbinin sevgisiyle doldurur. Dua, aslında sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir kalp rehabilitasyonudur.
Dua eden bir insan, sorunlarının çözümü ya da isteklerinin kabulü ile ilgili hemen bir sonuç görmese bile Allah’a yönelmenin getirdiği huzuru hisseder. Çünkü dua, insanın kalbine şunu öğretir: Allah’ın takdirine razı olmayı, sabırlı olmayı, Rabbimize olan yakınlığımızı hissetmeyi…
Peygamber Efendimiz (sav), dua etmenin sadece zorluk anlarında değil, her zaman yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Çünkü dua ile kuracağımız bağ, sürekli güçlendirilmeye ihtiyaç duyar. Allah’ın 99 ismini zikrederek yapılan dualar, bu bağın daha da derinleşmesine vesile olur. Örneğin: “Ya Rahman” diyerek Allah’ın sonsuz merhametine sığınmak “Ya Gafur” diyerek O’nun bağışlayıcılığına teslim olmak, “Ya Rezzak” diyerek rızık kapılarının açılmasını istemek...
Duadan bahsetmişken istiğfar konusuna da değinilmeden geçilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bazen unuttuğumuz bazen de küçük bir hatırlatma ihtiyacı duyduğumuz istiğfar duası; yani Allah’tan bağışlanma dileme duasıdır. İstiğfar; sadece bir günahın bağışlanması için yapılan bir talep değil, aynı zamanda kalbi temizleyen, hayatımıza bereket getiren ve iç huzuru sağlayan bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Rabbinizden bağışlanma dileyin. Çünkü O, çok bağışlayandır. Üzerinize gökten bol bol yağmur indirir ve size mallar, oğullar verir; size bahçeler verir, sizin için ırmaklar akıtır.” [Nuh, 10-12]
İstiğfar, yalnızca dil ile değil, kalpten bir pişmanlıkla yapılmalıdır. İşte bu samimi dua, hayatımızda gözle görülür değişikliklere neden olabilir. Böylelikle Allah’a yönelmek ve O’ndan bağışlanma dilemek, geçmişin ağırlığını üzerinizden alacak ve geleceğe daha güçlü bir şekilde adım atmanızı sağlayacaktır.
Unutmayın ki, Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey kendi aleyhlerine sınırı aşarak haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” [Zümer, 53]
O halde neden bekleyelim? Dua gibi bir açık kapı bizleri beklerken... Yeni başlangıçlar yapmanın zamanı sizce de gelmedi mi? Duanız, yeni bir başlangıcın ilk adımı olsun! Kim bilir belki ilk adım günü; Bugündür! Vesselam
Sümeyye YILDIZ