Selam kelime anlamıyla; güven, sulh, esenlik, barış, sağlık, bir şeyin sonunun iyi ve hayırlı olmasını dilemektir. İnsan bir yere gider veya birisi gelirse, tanıdık- tanımadık birilerini görürse konuşup iletişim kurmak için ilk önce kendince kullandığı bir selam ifadesi ile söze başlar. ”Selamsız-sabahsız” biriyle iletişim kurmak pek mümkün değildir. Her insanın mutlaka kendi kültürü, dini, dili, geleneği çerçevesinde bir selam verme şekli vardır. Selamlaşmak iletişim kurmaya başlamanın ilk adımını atmaktır. Selam ve tebessüm insan ilişkileri açısından pozitif yaklaşım vesilesidir. Selam İslami ıstılahta ise” Müminlerin birbirlerine hususi şekilde dua etmesi” olarak değerlendirilmiştir. O yüzden Müslümanlar, sadece karşılaştıklarında değil birbirlerinden ayrılırken de hayır duada bulunmak amacıyla selamlaşırlar.

Selam, genel olarak insanlar arasında sevgi, saygı ve samimiyeti arttıran güzel bir vasıtadır. Müslümanlar arasında ise selam veren, muhabbetini ve iyi niyetini ifade etmede öncülük ettiğinden, selamı alan da bir iki kelime fazlasıyla cevap vererek bu güzel davranışa karşılık vererek sevaplar kazanırlar. Müslümanlar açısından selamlaşmak en kolay sevap kazanma yollarından biridir. İslam’a göre selamlaşmak için insanların birbirlerini tanımaları şart değildir. Önemli olan karşımızdaki Müslüman kardeşimizi Allah’ın (svt) selamı ile selamlamaktır.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (sav) “İslam’ın hangi ameli daha hayırlıdır” diye soran sahabeye, Peygamberimiz "Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir.” buyurmuştur. [Buhari, İman, 6-20] Müslümanlar için selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Allah (svt) bir ayet-i kerimede: “Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın yahut aynı ile karşılık verin” buyurmuştur. [Nisa 86]

Müslümanlar arasında selamı yaymak, hem Allah'ın (svt) bir emri ve hem de Hz. Peygamber’in (sav) sünnetidir. Bir mekana girerken, yine insanları İslami hayatı yaşamaya davet ederken söze ilk önce selam ile başlanmaktadır.

Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin Müslümanlar için ayet ve hadisler her daim hayat ölçüsünü belirleyicidir. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu, sizin için daha iyidir." [Nûr, 24/27]

Peygamber Efendimiz (sav) selamlaşma ile ilgili şöyle buyurmaktadır:

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz: birbirinizi sevmedikçe, olgun bir îmana sahip olamazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız!..." [Müslim, Îman, 93]

"Şüphesiz ki, Allah katında insanların en iyisi, önce selâm verendir." [Ebû Davûd, Edeb, 133]

Bu ayet ve hadislerden selamı yaymanın önemi ve gerekliliği de açıkça anlaşılmaktadır.

Müslümanların birbirleriyle karşılaştıkları zaman karşılıklı olarak sağlık ve esenlik dileklerini sunmaları, yani birinin diğerine;- "Selâmün aleyküm" (selam sizin üzerinize olsun, Allah her türlü kazadan ve beladan korusun!) demesi;

Diğerinin ise:- "Ve aleykümü's-selâm ve rahmetullahi ve berekatüh" (Allah'ın selâmı, rahmet ve bereketi sizin de üzerinize olsun!) şeklinde cevap vermesidir.

Selam aynı zamanda bir Müslümanın din kardeşine “benden sana zarar gelmez” anlamında güven verici bir ifadesidir. Gerek ayetlerden ve gerekse hadislerden anlaşıldığına göre selamı yaymak, insanlar arasında dostluk, sevgi, güven, huzur ve barışın yayılması, davanın onlara ulaştırılması, Müslümanların kalplerinin birbirlerine ısındırılması bakımından son derece önemlidir. O halde, dost ve ahbaplarla, arkadaş, tanıdık, tanımadık kısaca bütün Müslümanlarla sevgi, saygı ve samimiyet duygularının geliştirilebilmesi için karşılıklı olarak selam verip-almak gereklidir. Böyle davranmakla, karşılıklı olarak Müslümanların birbirlerine sağlık, huzur, barış ve esenlik dilemesi gerçekleşmiş olur. Bir aile ve toplum fertlerinin, birbirlerine bundan daha iyi dilekte bulunmaları düşünülemez. O yüzden İslam’ın selamı tıpkı İslam dini gibi evrenseldir, kuşatıcıdır, birleştiricidir, iyileştiricidir.

İslam’ın eğitim, sağlık, hukuk, vb. alanlardaki her türlü sorunlara çözümü vardır. Yeter ki Müslümanlar selamından anayasasına kadar İslam’ı hayata tatbik etmeye başlasınlar. Sokakların dışarı çıkılamaz bir hale geldiği şu dönemde İnsanların birbirlerini ”Selamun aleyküm” diyerek selamlamaları bile çok büyük bir nimettir.

Toplumdaki çöküşe çözüm bulamamakla birlikte, çözüm bulan Müslümanlara da saldırıya geçen zihniyetler sürekli İslam’a, İslam’ın kutsallarına ve Müslümanlara saldırmak ve edep dışı kelimeler saydırmak için pusuda beklemekteler. Kur’an-ı Kerim’e saldıranlar, Rasulullah’a (sav) hakaret edenler, ayetler ve hadisler ile dalga geçenler, namazı-orucu eleştirenler olduğu gibi şimdi de selamlaşmayı beğenmeyenler var. Üstelik isimlerinin önünde dr. ve prof. Olarak unvan almış bu şahıslar, İslam’ın selamlaşmasını beğenmeyerek yaptıkları programda “Selamün aleyküm Yahudi selamıdır, bunun Türkçesi merhabadır bunu kullanın” diyerek İslam’ı ve Müslümanları hedef aldılar. Üstelik ortak değerlerimiz kalmadı diyerek de avaz avaz bağırıp veryansın etmeye çalıştılar. İslam’ın selamlaşması Müslümanlar açısından ortak bir değerdir ve kullanılmaya devam edecektir.

Müslümanların gözünün nuru, biricik kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’i yakmayı, Rasulullah’a (sav) hakaret etmeyi ve aşağılamayı ve nice İslam kutsallarına saldırmayı ifade özgürlüğü olarak yorumlayanlar, Müslümanların Kur’an ayetleriyle, Rasul’ün (sav) sünnetiyle yaşamak istemelerini ve ona davet etmelerini neden hazmedemiyorlar?

Velhasılı kelam onların derdi selam değil, İslam ile! İslam hayata hâkim olursa sadece Müslümanlar değil bütün insanlık ve kâinat bozuk sistemlerin necasetinden kurtulacak, adalet, huzur ve mutluluk her yeri kuşatacaktır.

Ey Rabbim! Kâfirlerin ve zalimlerin, İslam’a ve değerlerimize yaptıkları bu amansız saldırılarını Müslümanların Hilafet çatısı altında birleşmelerine vesile eyle! Selamların en güzeli ile bütün ümmete selam olsun. Esselamü Aleyküm Ve Rahmetullahi ve Berakatüh!