Modern Dünya Bizim En Büyük Silahımızı En Büyük Sığınağımızı Aldı Tevekkülü Unutturarak
21 Aralık 2018

Modern Dünya Bizim En Büyük Silahımızı En Büyük Sığınağımızı Aldı Tevekkülü Unutturarak

Modern insan her daim kendini kutsuyor. Çünkü ona birileri sürekli en iyisi olduğunu her şeyi yapabileceğini fısıldıyor. Aciz, eksik, muhtaç olduğunu unutan insan gücünün üstünde bir sürü yükle yükleniyor durmadan. Her şeyin sorumlusu olarak kendini görüyor. Şöyle yapsaydım, böyle deseydim, zamanında önlemini alsaydım ile başlayan cümleler zihnini kemirirken; her şeyi kontrol edebileceğini sanıyor. Geleceği tasarlıyor, her gün sayısız planlar yapıyor Allahu Teala'nın da bir planı olduğunu unutarak. İşler yolunda gidince kendine olan inancı artıyor artmasına da işler ters gidince büyük bir çöküntü içine giriyor. Sonuçtaki başarısızlığın faturası da ya birilerine kesiliyor ya da çoğu zaman kişinin kendisini suçlaması ile neticeleniyor. Kendine haddinden fazla güvenip gereğinden fazla sonuç odaklı yaşayan insanoğlu başarısızlık gerçeği ile yüzleşemiyor. Çünkü sonucun Allahu Teala'nın elinde olduğu inancına vakıf değil. İşin başında Allahu Teala'ya dayanarak yola çıkmayanlar sonucunda yaşanan başarısızlığı da hazmedemiyorlar. Bu suçluluk psikolojisi çoğu insanı depresyona sokabiliyor. Bize Allahu Teala'nın varlığından hiç bahsedilmeyen bu dünyada yaşadığımız çöküntülerden çıkmak için psikologların ya da kişisel gelişimcilerin kapısı çalınıyor. Onlarda bize tekrar kendimize olan güvenimizle ayağa kalkmanın türlü reçetelerini sunuyorlar. Tabi yeniden ayağa kalkabilirsek... İnsana sürekli özgüven aşılayan modernizm bireye aşırı anlam yükleyerek Allahu Teala ile kul arasındaki bağı kopardı. Bu hususta İskoç psikiyatr R.D.Laing’in yıllar evvel yaptığı şu tespit bugün geldiğimiz noktayı çok güzel özetliyor. “Bir zaman gelecek, insanlar büyük kıtlık çekecekler. Bu farklı bir kıtlık olacak. Tanrının sözlerini işitme kıtlığı.” Sahiden de bugün zihinlerimizi birçok yazar, şair ya da bilir kişinin sözleri ile tıka basa doldururken Allahu Teala'nın sözlerinden kaçını duyuyoruz? Ömründe Allahu Teala'nın hitabını hiç duymamış kaç Müslüman vardır kim bilir? Bu kadar çok gürültünün içinde kaçımız fıtratına dönüp Allahu Teala'nın sözlerini işitebiliyoruz? Bizler Allahu Teala'nın adını anmadan kalplerimizdeki kirleri nasıl temizleyeceğiz? İnşirahı bilmeyenler dara düştüklerinde yüreklerindeki yangını neyle söndürecekler? Farkında mısınız? Modern dünya bizim en büyük silâhımızı, en büyük sığınağımızı elimizden aldı tevekkülü unutturarak. Kendimize olan inancımız ve sebeplere olan bağlılığımız bizleri daha güçlü kılacak sanarken aksine daha da zayıflattı. Aynı zamanda bizim Rabbimizle olan bağımızı da kopardı. Hâlbuki Allahu Teala insanı aciz, eksik ve muhtaç yaratmıştı ki, kendisinden daha üstün olan Rabbini bulabilsin diye. Rabbimiz isteseydi bizi kusursuz da yaratabilirdi ama o vakit Allah’ı bulmak zorlaşacağı için her şeyin kudretini kendinden bilecekti insanoğlu. Vel hasıl, bugün dünyanın derdini sırtlanan modern insanın kurtuluşu tevekkül ile mümkündür. Çünkü ne yaparsa yapsın Allahu Teala'nın kazasını değiştiremeyeceğini bilmek insanın üzerindeki o gereksiz yükü kaldırıp yüreğine bir ferahlık verecektir. Böylece suçluluk psikolojisinden de kurtulup iç huzurunu sağlayabilir. Çünkü tevekkül insana zorluklar karşısında dayanma gücü verir. Hayır ve şerrin Allahu Teala'dan geldiğine inanan mümin tevekkül ederek Allahu Teala'dan hayırlısını istediğinde sonuçtan her ne olursa olsun şüphe duymaz. Bilakis Allahu Teala’dan geleni hoşnutlukla kabul eder. Hz. İbrâhim'in ateşe atıldığında söylediği gibi “Hasbünallah ve ni'me'l-vekîl” diyebilmektir tevekkül. Karanlığın en koyu halindeyken bile Allahu Teala'nın seni aydınlığa çıkaracağına inanmaktır. "Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, O'ndan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler." [Al-i İmran 160]

Yazan: Nida Kurtuluş