Dünyanın gözleri önünde Gazzeli Müslümanlar yok edildi, on binlerce insan çeşitli işkence ve aşağılık yöntemlerle katledildi. Zulme duyarlı bütün insanların tepkilerine ve sokaklara dökülmelerine rağmen Yahudi varlığı ile işbirliği olan hainler, ticaretlerine ve uluslararası ilişkilerine devam etmekteler.

1 Kasım gecesinde Ambarlı Limanında ortaya çıkan görüntüler bir yıldır Gazze’de yaşanan soykırıma rağmen Türkiye ile “İsrail” arasındaki ticaretin ara vermeksizin devam ettiğini göstermiştir. Bu olay Müslüman beldelerdeki yöneticilerin maskelerini düşürerek ihanetlerini bir kez daha ortaya koymuştur. Müslüman yöneticilerin bu ihaneti; sadece kendi halklarına değil, insanlık adına bütün değerlere ihanet, insanlığa ihanet ve en önemlisi İslam’a ihanettir!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2 Mayıs'tan itibaren “İsrail” ile ticaretin durdurulduğunu ve “İsrail” için hiçbir tescil işleminin yapılmadığını belirterek yaptığı açıklamada; "Ancak Filistin hükümetinin ve Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının ısrarlı isteği üzerine, Filistinli ithalatçıların Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının izniyle yapmak istediği ithalatlara izin veriyoruz." demişti. Oysa işin aslı ortaya çıktığında; İstanbul Ambarlı Limanından “İsrailli” şirket ZIM’e ait konteynerler, “İsrail’e” hayat damarı olabilecek ticaret mallarını taşımaya devam ediyor. Nakliye evraklarında, tırlarla sevk edilen malzemeler Filistin’e gidiyormuş gibi gösteriliyor. Hâlbuki Filistin halkı gönderilen bu malzemelerin hiçbirini kullanacak hayati keyfiyete sahip değil, katliam altında can derdindeler.

Dünya bankası verilerine göre Yahudi varlığı ile en çok ticaret yapan İslam ülkeleri arasında Türkiye ilk sırada yer almaktadır. Verilerde ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye’den “İsrail’e” ihracat 4,7 milyar dolar, “İsrail’den” Türkiye’ye ithalat ise 1,9 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Gazze katliamına rağmen ticaretini ve ilişkilerini kesmeyen tek ülke Türkiye değildir. BAE, Nijerya, Ürdün, Mısır, Endonezya, Kazakistan, Malezya vb. Müslüman ülkeler de “İsrail” denilen katil ile ilişkilerini devam ettirmektedirler. Dolayısıyla “İsrail’in” katliam yapmasının önünü açan ihanetin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu sizler düşünün!

İstanbul Ambarlı’da, Kocaeli Diliskelesi’nde, Bursa Gemlik Limanında ve diğer bazı illerde bu sevkiyatı protesto etmek isteyen duyarlı insanlara polis tarafından müdahale edildi ve gerginlik yaşandı. Kâfir ve zalim “İsrail’e” giden tırlara izin verenler, mazlum Müslüman Filistin halkına yardım için harekete geçmedikleri gibi duruma tepki gösteren insanlara da güvenlik güçleri vasıtasıyla müdahale ettiler. Gazze’ye hareket etmesi engellenen ve Ticaret Bakanlığı’ndan bir türlü izin verilmeyen “Vicdan Gemisi” altmış günden fazla zamandır bekletiliyor. Sadece bu bile, Türkiye Filistin tarafında mı “İsrail” tarafında mı? sorusunun cevabını açıkça ortaya çıkarmaktadır.

Binlerce insanı miting alanında toplayarak “Bizler mazlum Filistin halkının yanındayız, zalim “İsrail’e” karşıyız” diyerek konuşmasına birkaç ayet ve hadis ilave edip oy toplayanların maskeleri düşmekte ve gerçek yüzleri ortaya çıkmaktadır. Ahiret hesabı var derken, dünyalık hesaplarından ve menfaatlerinden vazgeçmeyenlerin ihanetlerini artık bütün insanlar görebilmektedir. Gerçek yüzlerini gizlemek için takabilecekleri başka maskeleri kalmamıştır. Hala bu yöneticilerin İslami hassasiyeti olduğunu düşünebilir misiniz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç gün öncesindeki bir konuşmasında; “Siyonist rejimin ölüm makinesinde elli bin Gazzeli kardeşimizin kıyılmasına engel olamadık, toprağın üzerinde şerefsizce yaşamaktansa, toprağın altında şerefimle yatarım diyerek kanının son damlasına kadar vatanlarını savunan Filistinli şehitlere hak ettikleri şekilde sahip çıkamadık” demişti. Söylediklerinde ne kadar samimidir yorumunu okuyuculara bırakıyorum ama ortaya çıkan bilgi ve belgeler Türkiye-“İsrail” ticaretinin ve ilişkilerinin hiçbir sekteye uğramadan devam ettiğini göstermektedir.

Alnı secdeye değen Müslüman belde yöneticilerinin, Gazze’ye olan ihanetini anlatmak için demli kelimelerin avuçla saçıldığı upuzun metinler, destanlar yazmaya gerek yok. Ama Müslümanlığımız gereği Allah’ın hükümlerini hatırlatmak görevimizdir. Onların bu ihanetlerinin mutlaka bir bedeli olacaktır. Onların hesapları varsa Allah’ın da hesabı vardır.

Şehit komutan Yahya Sinvar’ın da dediği gibi; “Gazze, “İsrail” ile normalleşen herkesi ifşa ederek tüm işbirlikçileri rezil edecek ve davayı satıp taviz veren herkesin hakiki yüzünü ortaya çıkaracaktır.”

Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır; “Zulme yardımcı olan kimse, kuşkusuz Allah’ın gazabına uğrar.” [Ebu Davud]

Bedeli ne olursa olsun bu soykırımın artık durdurulması gerekiyor. Allah’ım! Senin dinin uğruna canını ve malını ortaya koyan Müslümanlara yardım eyle ve bu mücadeleyi Hilafet ile taçlandır.