İhtiyacımız; İlim Sahibi Bir Gençlik
20 Nisan 2020

İhtiyacımız; İlim Sahibi Bir Gençlik

İçkinin normal görüldüğü, mahallelerde neredeyse adım başı tekel bayilerinin olduğu, faizin tavan yaptığı, kredi kartlarının girmediği evin kalmadığı bir çağda yaşıyoruz. Toplum olarak bulunduğumuz hiçbir ortamda haremlik selamlık kalmadı. Sokaklara asılan reklam afişleri dahi açıklığı, haramı vurguluyor. Araba kullanırken en ufak bir kaza ihtimali dahi karşısında karşı tarafa avuç dolusu küfreden bir halk olduk. Toplum haramı normalleştirdi, seçimlerini helalden yana yapmaz oldu. “Ben çocuğumu her yaz tatilinde Kur’an kursuna ya da Kur’an öğretimi veren camilere yolluyorum” diyen anneler ne kadar da çok.

Peki, yeterli mi? Çocuk Kur’an okumasını bilecek, ya manası? İlmihâl kitabını okuyacak, bunun akaidi, fıkhı ne olacak? Öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını kılacak, ya sabah namazı? Cumadan cumaya dolan camiler, çocukların cıvıltısı ve gençlerin uğultularıyla inlemeyecekse, nasıl bir gençlik yetiştirmiş olunacak?

Mü’min bir neslin yetişmesi, toplumun inancını yaşar hâle gelmesi, istenilen ve beklenilen Müslüman gençlerin imar edilmesi için ilk adres camiler değil, evlerdir. Tebliğin beş dakikaya, tekfirin beş saniyeye sığdırıldığı bir çağda; neredeyse herkes hoca, mücahit, âlimken; hak olanın farkına varmak için çocuk ve gençleri bilinçli yetiştirmeye ihtiyacımız var. İlimsiz bir nesille karşı karşıyayız. Yazları aldığı Kur’an derslerinin yeteceği düşünülen çocuklarla, bol bol konferans, seminer, mitinglerde dolaşan; camileri, sohbet halkalarını, medreseleri boş bırakan bir gençlik yetişti.

İnsanların sadece havanın sıcaklığıyla yanaklarının kızardığı bir çağda, hissettiği hayâ duygusuyla yanakları kızaran genç kız ve delikanlılara ihtiyacımız var.

Flört ve sevgili kavramlarının dolaştığı okullarda, sokaklarda, caddelerde, mahallelerde iffetli genç kızlara, gözlerini ve gönüllerini harama meyletmekten alıkoyan delikanlılara ihtiyacımız var.

Diploma, kariyer, mal ve dünya menfaatleri peşinde koşan değil, ilim ve ilmi yaşamanın yollarını arayan, okuduğuyla amel eden gençlere ihtiyacımız var.

Hesapçı değil, hasbî; anne ve babasına saygıda kusur etmeyen, akrabaları ile bağını koparmayan, komşuların haklarına riayet eden bir gençliğe ihtiyacımız var. Allah’tan hakkıyla sakınan ve sorumluluk bilincine sahip, muttakilere önderlik yapacak dava adamı ve muvahhitlerin yetişmesine ihtiyacımız var.

Gerçek ve zaruri ihtiyaçlar sebebiyle istekte bulunan, dört mevsime göre değişim sağlayan modaya uymayan genç kız ve delikanlılara ihtiyacımız var.

Televizyon başında, ellerinden düşmeyen telefonlarla; okullarda, sokaklarda, parklarda ve kafelerde amaçsız dolaşan gençlerin tam tersine okuyan, araştıran, gereksiz şeylerden yüz çeviren bir gençliğe ihtiyacımız var.

Saç yapılır gibi türlü şekillerle bağlanan başörtülerin varlığı karşısında, deve hörgücünü reddeden, başörtü boylarından kısmayan, örtündüğü örtünün sadece bir bez parçası olmadığının bilincinde olan genç kızlara ihtiyacımız var. Bakışlarını yere indirmesini bilen, kahkahalarını tebessümle kapatan, yürüyüşünde vakar ve davranışlarında ağır başlılığı taşıyan genç kız ve delikanlılara ihtiyacımız var. Kafelerde, nargile dumanı ile ilimsiz ve gereksiz sohbetlerden ve ortamlardan kaçınan sorumluluk sahibi bir gençliğe ihtiyacımız var. Sabırda Hz.Eyyûb’ü, zorluklara göğüs germede Hz.Yûsuf’u, adaletle hükmetmekte Hz.Ömer’i, cesarette Hz.Ali’yi, fedakârlıkta Hz.Hatice’yi, her türlü hâl ve davranışta Peygamber Efendimiz ﷺ’i örnek alan bir gençliğe ihtiyacımız var. Çocuklarını ve eşini cehennem ateşinden koruyacak davranışlara sarılan, ahiret yoluna beraber hazırlanıp dünya imtihanını kazanma hususunda eşine ve çocuklarına hâl ve davranışları ile öncü ve yardımcı olacak genç kız ve delikanlılara ihtiyacımız var.

Ve en çok da bu genç kız ve delikanlıları yetiştirecek, koruma ve gözlem altında tutacak, evini medrese kılacak ve evini huzurunu muhafaza edecek, araştıran, öğrenen ve öğreten, her tavrı ve davranışlarıyla çocuklarına örnek olan, evinin öğretmeni Müslüman annelere ihtiyacımız var!

İlim öğrenimini diplomadan daha çok önemseyen annelere ihtiyacımız var. Çocukların İslâmî ve ahlaki terbiyesi tümüyle annenin sorumluluğundadır. Tüm bu ihtiyaçlara binaen; çağın Müslüman kadınlarının birinci sorumluluğu İslâm davasını omuzlanacak nesiller yetiştirmesidir. Mü’minlerin anneleri ve onları kıstas alan sahabe hanımlarının yaşantısını örnek alıp onların yolundan yürüyelim. Ümmetin elinden alınmış saygınlığını geri kazanmak, toplumun yozlaşmışlığını düzeltmek için, İslâm sancağını tekrar dalgalandıracak nesiller yetiştirelim.

“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle!” [Furkân 74]

Hümeyra Uygun Marmara Üniversitesi Öğrencisi