İbn Kayyım el- Cevziyye diyor ki;

Hazreti Ali (ra)den rivayet olunduğu üzere sabır üç kısımdır. Musibete karşı sabır, taat ve ibadetleri eda ederken çekilen meşakkatlere sabır, günahlardan uzaklaşmaya sabırdır. Başına bir musibet gelen kimse, o musibet gidinceye kadar güzel bir şekilde sabrederse Allah Teala onun için üç yüz derece yazar. Bir kimse Allah Tealadan korkarak ve O`nun katındaki sevabı umut ederek günahlardan uzaklaşmaya sabrederse Allah Teala, onun için dokuz yüz derece yazar. “Sabrettiğiniz için selam size” (Rad: 24) ayetini Fudayl bin İyaz şöyle tefsir etmiştir: “Onlar, emredilen taat ve ibadetleri eda ederken sabrettikleri için ve yasaklardan uzaklaşmaya sabrettikleri için, melekler her kapıdan yanlarına girecekler, “Sabrettiğiniz için selam size” diyeceklerdir.” Fudayl musibetlere sabretmeyi de emredilenler kısmına sokmuştur. Allah Teala her şeyi daha iyi bilir.

Bizler hayatın her halinde Allah'ın rızasını gözetmekle mesulüz. Bunu unuttuğumuzda felaketler daha şiddetli isabet eder. Hayatın her halinde Allah'ın rızasını gözetmek demek, ev yaparken, ağaç keserken, iki taşı üst üste koyarken, okurken, yatarken, kalkarken, severken, kızarken, insanların işini yürütürken, şehir planlaması, devlet idaresi yaparken, velhasıl insanoğlu olarak nefesimizin yettiği her yerde, Allah'ın rızasını en üstün gaye edinmektir. Herhangi bir işi yaparken Allah'ın rızası unutulur anlık dünyalık çıkar gözetilirse, bu amel dönüp Bumerang gibi suratımıza çarpacaktır ki bu çarpma yine Rabbimizin bize merhamet etmesindendir. Eğer gazabını şiddetlendirecek kadar unutmuşsak bu gayeyi, Allah muhafaza, işimiz ahirete kalabilir. Rabbimiz günahlarımızı affetsin, hatalarımızı bağışlasın ve hatalarımızdan dönmemizi, yanlışlarımızı düzeltebilmemizi nasip etsin! Bunun başında da “emr-i bil-maruf nehy-i ani'l-münker” farziyeti gelir. Bu farziyet ise öncelikle yöneticilere karşı yerine getirilmelidir. Zira onların bir hatası binlerce cana, namusa, imana mal olabileceği gibi, kendi ahiretlerini de zindana çevirebilecek nitelikte bir hatadır.

Musibete duçar olanlara merhamet etmeden önce musibete sebebiyet verenlere merhamet edersek musibetlerin şiddeti ve miktarı azalır.