DİNİN HAYATTAN UZAKLAŞTIRILMASINI DOĞRULAYACAK HİÇBİR AKLİ GEREKÇE YOKTUR!
20 Ekim 2021

DİNİN HAYATTAN UZAKLAŞTIRILMASINI DOĞRULAYACAK HİÇBİR AKLİ GEREKÇE YOKTUR!

İnsanoğlunun sahip olduğu düşüncelerinin dayandığı temel bir fikir (akide) vardır. Örneğin dinin sadece kişisel alana sıkıştırılabilen bir olgu olduğu düşüncesi, sekülarist akideye dayanan bir fikirdir. Sekülarizm insanı din konusunda öyle şaşırtmıştır ki onu topluma, hayatın tüm alanlarında işlevsiz olan, sübjektif bir histen ibaret, akıldan uzak bir olguymuş gibi lanse etmiştir.

Bu bağlamda insan, hayata beşerin şekil vermesi gerektiği yanılgısına kapılıp dinin hayata yön vermesine müsaade etmemiştir. Böylece toplumda dine karşı darbe niteliğinde bir değişim gerçekleştirmiştir.

Seküler düşünce ile insanların birçoğu dini önemsemeyip ondan uzaklaşmıştır veya onu kişisel alana sıkıştırmıştır. Bu ideoloji insanın düşünme metodunu öylesine bozmuştur ki artık kimi insanlar, varlığı hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispat edilmiş olan Allah’a (svt) iman edemiyor. Dosdoğru imana ulaşmak o kadar uzun zaman alıyor ki bazen aylarca, hatta yıllarca sürebiliyor. Bunda, yanlış soruların peşine düşüyor olmanın da büyük etkisi vardır elbette. Bu zahmeti göze almak istemeyenler de kendilerince bir “fayda-zarar” analizi yaparak menfaatlerine zarar gelmemesi için sekülarizme boyun eğmeyi tercih ediyor. Çünkü akıntıya karşı kürek çekmek istemiyor.

Bu insanlara şunu söylemek istiyorum; tüm şaşırtmalar veya engeller sizi doğru dini araştırmaktan uzaklaştırmamalı, aksine körüklemelidir. Bu hakikati ortaya çıkarmak için mücadele veren insanlardan biri haline getirmelidir.

Doğru iman yolunu bulamamış her kim olursa olsun ki bu bir profesör olabilir, bir siyasi, bir polis memuru veya ordu komutanı olabilir, hapishanedeki bir suçlu veya üniversitede okuyan bir genç olabilir… Pozisyonu hiç fark etmez çünkü insanların hepsi fıtrat gereği ve akıl sahibi olması hasebiyle Allah’a (svt) iman etmeye ve O’na (svt) kulluk etmeye elverişli yaratılmıştır. Hayatı Allah’tan (svt) gelen gerçek bir temel üzerine düzenlemeye ihtiyacı vardır. Bunu idrak ettiğinde dinin insan hayatının merkezine konması gerektiğini, evin içine yahut ibadethaneye hapsedilmeyecek derecede akli olarak kanıtlanmış çok güçlü bir hakikat olduğunu idrak edecektir. Dinin hayattan uzaklaştırılmasını iddia eden sekülarizm bu tezini akli gerekçelerle kanıtlayabilmiş değildir. Aksine “dinin bir önemi yoktur” cevabından öteye gidememiştir. İslam ideolojisinin kendisini, akılda hiçbir şüphe bırakmayacak şekilde çürütebildiğini de çok iyi kavramıştır. Bu yüzden İslam’ın aydın cevabı karşısında durması asla mümkün değildir. Odaklandığı tek nokta insanları İslam’dan uzaklaştırmaktır. Çünkü kendi eksikliğini, İslam’ı örtmeye çalışarak gizleyebileceğini zannediyor. Sekülarizm, toplum ve İslam arasına mesafe koymak için tepinmeye devam etsin!

Ancak dünyanın dört bir yanında beşeri ideolojilerin gerek fikirleri, gerek sonuçları ile başa çıkabilecek, akıl ve cesaret ile hakkı tutup kaldıracak nice genç Mümin(e)ler vardır. Onlar ki İslam dininin hayattan uzaklaştırılması değil, aksine hayatın merkezine alınması gereken bir ideoloji olduğunu insanlığa müjdeleme peşindedirler.

مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللّٰهَ عَلَيْهِۚ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضٰى نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُؗ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدٖيلاًۙ “Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” (Ahzab 23)