Büyük bir aldatmacadan ibaret olan demokrasi oyununun seçim sahnesinin yaklaşmasıyla batıl nizamın bozuk partileri, efendilerine kölelik yapabilmek için iktidar olma yarışı içerisine girdiler. Bu yarışta ittifak talebine karşılık olarak isteklerden bir tanesi de aileyi parçalayan 6284 sayılı kanunun kaldırılması talebi olmuştu. Söz konusu talebe ise Ak Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, cevap vererek “6284 sayılı kanun, bizim için önemli bir konudur ve kırmızı çizgimizdir” dedi.

Kadının beyanını esas alıp ailenin temeline dinamit koyan bu kanunun mağdurları yine Müslümanlar olmuştur. Haramlardan uzaklaşıp Allah’ın (svt) razı olacağı şekilde evlilik yapan insanlar tecavüzcü sıfatıyla hapishanelerde yatmakta birçok anne ve çocuk korumasız bırakılıp mağdur edilmektedir. Aynı zamanda Allah-u Teâlâ’nın lanetlediği eşcinselliği meşrulaştıran bu kanun ile birlikte eşcinsel sapkınlık özellikle gençler arasında giderek artmaktadır. Nesillerimiz için çok tehlikeli olan eşcinsellik ve türevleriyle ilgili birçok dernek ve vakıf 6284 sayılı kanun sayesinde resmi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Peki haramlarla dolu olup kaos ortamı oluşturan 6284 sayılı kanun ve diğer Allah'ın razı olmadığı tüm kanun ve nizamlar Müslümanların kırmızı çizgisi olabilir mi? Kırmızı çizgilerimizi neye göre belirleyebiliriz?

İslam'ın hayat sahasından kaldırılıp zihinlerimizden uzaklaştırılmasıyla düşünme biçimimiz, hayata bakış açımız, olayları değerlendirirken sahip olduğumuz yargıları ve kırmızı çizgilerimiz de gayri İslâmî oldu. Zihinlerimiz batılı kâfirlerin sömürüsü altında olup hayata bakış açımız ve amellerimizin ölçüsü de batıyla aynı oldu.

İslam akidesiyle tamamen çelişmesine rağmen tatbik edilen kapitalizm akidesinin ürünleri olan laiklik ve demokrasi ve daha birçok bâtıl fikirler Müslümanlar tarafından kabul görüp benimsenmeye başladı. İnsan, hayat ve kâinatı yaratan Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın, dünya ve ahiret hayatında saadetin ve kurtuluşun reçetesi olarak gönderdiği yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’in hükümleri bırakılıp yerine âdeta deneme yanılma yoluyla elde edilip sürekli değiştirilen, aciz ve eksik olan insanın ürünü kapitalizm akidesinden çıkan kanun ve kurallar tatbik edilmekte. İnsanlığı kartopu misali hızla uçuruma sürükleyen kanun ve kurallar her fırsatta savunulmakta ve Müslümanlara benimsetilmeye çalışılmaktadır. Bunu yaparken İslami argümanlar kullanılarak zaman zaman ayet ve hadislerin tevil edilmesi ya da başörtüsü kullanılmaktadr.

Kırmızı çizgi diye dayatılan 6284 sayılı kanun, insanlığın sonunu getirmek için çalışmakta ve en önemlisi de Allah'ın rızasından çok uzakta olup İslam akidesiyle çelişmektedir. Dolayısıyla 6284 ve diğer tüm gayri İslâmî kanun ve nizamlar Müslümanların kırmızı çizgisi olamaz. Yalnızca kapitalizm akidesini benimseyenlerin kırmızı çizgisi olabiilr.

Müslümanların kırmızı çizgisi yaratılış gayeleri olan Allah'a (svt) kulluk ve dolayısıyla da O'nun rızasıdır!

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” [Zariyat 56]

Müslümanların kırmızı çizgisi Kelime-i Tevhid ve Şer’i hükümlerdir!

Ve Müslümanların kırmızı çizgisi yalnızca İslam akidesidir!

Asıl kırmızı çizgilerimizi bizlere yeniden hatırlatacak ve tatbik edip koruyacak olan ise 2. Raşidi Hilafet Devletidir. Hilafet Devletinin ikamesiyle gayri İslâmî tüm fikir ve nizamların sömürüsünden kurtulup Allah’ın razı olacağı biir hayat yaşayabiliriz. İşte Kıymetli Kardeşlerim bu mübarek Rahmet ayında Kur’an ile olan bağımızı güçlendirip bize hayat verecek olan hükümlerinin tatbik edilmesi için çalışmalıyız.

لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ

“Çalışanlar böylesi bir kurtuluş için çalışsınlar. [Saffat 61]

GAMZE DENİZ