Panel, Reyhan Bayoğlu'nun Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Gülsüm Çalman Ramazan'a Hazırlık konulu sunumunda özetle şu sözlere yer verdi:
"İnsanların hesaba çekileceği gün yaklaşıyor ancak çoğu bu hakikati unutmuş gibi yaşıyor. Hayat sermayemiz her geçen gün, saat, dakika eriyip gidiyor. Allah (svt) Kur'an'da defalarca biz kullarını zamanı değerlendirmemiz ve kulluk için kullanmamızı zamana yemin ederek uyarıyor. Asra, kuşluk vaktine, geceye, gündüze, güneşe, aya yemin ederek sermayemizin çok değerli olduğunu ve zamanı, zamanı veren için feda etmemiz gerektiğini emrediyor. Maalesef insanoğlu zamanı zamanın sahibine göre değil de kendi heva ve hevesine göre heba ediyor. Unutmayalım ki bu zaman imtihan vesilesidir ve "Din günü”, "Hesap günü", "Pişmanlık günü" bu hayatın zamanın her zerresinin hesabını vereceğiz. İbni Abbas (ra)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” [Buhârî, Rikak 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 1; İbni Mâce, Zühd 15]
...Bu mübarek üç aylar, malumunuz olduğu üzere; Recep, Şaban ve Ramazan diye bilinen aylardır. Allah’ın tüm günleri, geceleri ve haftaları tefekkür, tedebbür ve muhasebe için bulunmaz fırsatlar olmasına rağmen bu aylar tefekkür ve ibadet için daha bir önem arzetmektedir. Müslüman Rabbine dua etmeli, darlık ve rahatlık, konaklama ve sefer, gece ve gündüz, sağlık ve hastalık halinde duasını artırmalıdır. Zira dua hakkında Allah (svt) şöyle buyurmuştur: َ "Ben çok yakınım. Bana dua ettiğinde dua edenin duasına icabet ederim" [Bakara 186] Rasulullah (sav) "Dua ibadettir" demiştir. Şeriat; tefekkürü, Allah'ı zikretmeyi, ondan korkmayı ve ondan ümit etmeyi, ondan yardım dilemeyi ve ona sığınmayı, içinizden dua etmeyi, ibadetleri ve teklifleri ihsan ile eda etmeyi, sabretmeyi, nafile oruç tutmayı ve namaz kılmayı bir ibadet olarak addetmiştir.
...Rasulullah (sav)’in ifadesiyle namaz, Cennet’in anahtarı, dinin direği, gözümüzün nuru, müminlerin miracı, günahların kefareti, cennet belgesi, kurtuluş reçetesi ve ilk hesaba çekileceğimiz ameldir. Bütün Nebi ve Rasuller kulluğun merkezine namazı koydular, namazla Allah’ın istediği bir hayata yürüdüler. Rasulullah (sav) İslam’a giren müminlere ilk önce namazı öğretirdi. Ebu Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre, Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdular: “Kıyamet Günü’nde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Aziz ve Celil olan Rabbi; Kulumun nafile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” [Tirmizi, Ebû Davud, Nesai, İbni Mace]...
...Kur'an-ı Kerim'i okumak, kıraat, tilavet ve tertil ile okumaktır. İlk inen ayet, “Oku” emri ile başlar. Bu okuma anla, öğren, düşün, idrak et, anlat manasındadır. Sahabeler (r.anhum), Rasulullah (sav)’in işaret ettiği bu hususa bağlı kalarak Allah’ın Kitabına gereken önem vermişler, Kuran’ı Kerim'i öğrenmişler ve öğretmişlerdir. Ebu Abdurrahman (ra) diyor ki: “Bize Nebi (sav)’in ashabından birisinin anlattığına göre onlar Rasulullah (sav)’den on ayet alıp onu öğrenip onunla amel edinceye kadar bir başka on ayet almıyorlardı." Dediler ki: "Böylece biz ilmi ve amel etmeyi öğrendik.” Sahabenin büyüklerinden biri olan Abdullah İbn Mesud (ra), sahabe neslinin nasıl bir Kur'an anlayışına sahip olduklarını bize şöyle aktarır: "Bize Kur'an lafzını ezberlemek zor, onunla amel etmek ise kolay gelirdi; bizden sonrakilere ise Kur'an'ı ezberlemek kolay, onunla amel etmek ise zor gelmektedir. Kur'an, hükümleriyle amel edilsin diye indirildiği halde insanlar onun tilaveti ile yetinir oldular.”
Program Betül Uçar'ın yaptığı dua ve ikram ile son buldu... Panelimize katılan tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun...