Köklü Değişim Kadın Kolları Konya; “Müminlerin Amellerinin Ölçüsü Ne Olmalıdır?” konulu paneli gerçekleştirdi. Panelimiz Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından konuşmacı kardeşimiz; Müminlerin hayatlarını sürdürürken amellerine neyi ölçü almaları gerektiğini açıkladı. Konuşmasında şunlara değindi: ''Allah-u Teâla hem eşyaya dair hem amel ve davranışlarımıza dair belli ölçüler koymuştur. Allah’a inancımızdan dolayı Rabbimizin bizler için belirlemiş olduğu ölçülere de uymamız kaçınılmazdır. Eğer bizler Allah’ı ve Rasulü ﷺ ‘i sevdiğimizi iddia ediyorsak; Allah-u Teâla’nın emirlerine uymalı, Rasulü ﷺ ‘in yaptıklarını yapmalı, onun yolundan gitmeliyiz. Allah-u Teâlâ’nın Tevbe Suresi 24. Ayette buyurduğu üzere Allah ve Rasulünü sevmek ve onlara tabi olmak her şeyden daha öncelikli olmak zorundadır. Annemiz, babamız, eşimiz, çocuğumuz ya da dünyadaki mevkiimiz, makamımız, okulumuz vs. bunların hiçbiri inanan bir Müslüman için Allah ve Rasulü ﷺ ‘in sevgisinin önüne geçemez. Allah'ı seviyorum deyip de fiiliyatta buna dair hiçbir şey ortaya koymamak bir çelişkidir. Eğer Allah'ı seviyor ve O'nun rızasını istiyorsak İslami hayatı yeniden başlatma mücadelesini vermemiz gerekiyor. Bu farziyet onlarca farzın yerine getirilebilecek bir farziyettir. Bu farziyet yine kendisiyle onlarca ünkerin yok edilip izale edilebileceği bir farziyettir. Bu farziyet; Müslümanların mallarının, canlarının, nesillerinin, akıllarının, dinlerinin korunacağı bir yapıyı teşekkül eden bir farziyettir. O zaman bugün için Müslümanların derece itibariyle gerçekleştirebileceği en kıymetli amel, kendisiyle Allah'ın rızasına ulaşılan en değerli amel; İslam’ı dava edinmektir. İslam ölüm kalım meselesi olarak dava edinilmediği müddetçe Allah'ın hükümleriyle hükmedilmeyecektir. Müslümanların sahip olduğu değerler, tüm kıymetler ayaklar altında kalmaya devam edecek, kafir sömürgeci devletler Müslümanlara başarıyla saldırmaya devam edecektirler. Beldelerimizi işgal eden, kanlarımızı akıtan, servetlerimizi yağmalamayan kâfirlere dur diyebilecek bir otoritemiz yok. Farz olan bu otoriteyi ikame edecek yeterlilik hâsıl olana kadar, İslam davetini taşımak her bir Müslümanın üzerine en öncelikli farziyettir.'' Konuşmacı kardeşimiz yapmış olduğu duasıyla sözlerine son verdi. Yapılan aşure ikramı eşliğinde konuklarla hasbihal edildi. Emeği geçen ve katılan kardeşlerimizden Allah razı ve memnun olsun. Rabbim hayır ile mükâfatlandırsın.