“İslâmî Aile Yapısı”
14 Ocak 2019

“İslâmî Aile Yapısı”

Köklü Değişim Medya

Panel Zeynep kardeşimizin Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Sonrasında ilk konuşmacı Seher Akın konuşmasında özetle şu sözlere yer verdi: “Günümüz yönetimleri Müslüman aile yapısı üzerinde birçok çalışma yapmaktadır. Fakat hukuk, düşünce ve fikir açısından İslâmî hükümlere göre bu tip aileler, sorunlarını çözduklerinde yöneticilerimiz bu İslâmî aile yapılarını radikal olarak görmektedirler. Halbuki bu tip ailelerde gerçek anlamda saadeti görebilmekteyiz. Allah Subhanehu ve Teala Rum suresi 21. Ayeti kerimede şöyle buyuruyor: "Kendisiyle huzura kavuşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de onun ayetlerinden dir. " İslam tarihi daveti yüklenen, bununla mutlu ve huzurlu olan ailelerin birçok örneğini içerisinde barındırmaktadır.İslam’ın evlilik kurumuna dair bakışı, eşlerden her birinin diğerinden mutmain olduğu, arkadaşlığa dayalı bir muaşeret olmasıdır. Islam’ın evliliğe bu bakışı kadının toplumdaki statüsünü de inanılmaz derecede değiştirmiştir. Hz.Ömer (r.a.)’ın şu meşhur ifadeleri bu değişimin etkisini göstermesi açısından önemlidir: ''Vallahi biz, Allah kadınlar hakkında indirecegini indirene ve onlara taksim edeceğini taksim edene kadar cahiliyye de onları birşeyden saymazdik. Yaptığım bir iş için hanımım bana dedi ki; “keşke şöyle yapsaydın.” Bende ona dedim ki: “Bu işten sana ne? Benim istediğim bir hususta senin zorun ne?” Bunun üzerine o bana “hayret sana ey İbnul Hattap! Sen istişarede bulunmak istemiyorsun, halbuki senin kızın Rasulullah ile istişare de bulunuyor.'' Enes (r.a.)’tan gelen bir rivayete göre Rasulullah (sav)’i çok güzel çorba pişiren bir komşusu yemeğe davet etti. Rasulullah (sav) hanımı Aişe (r.anha)’nın de gelip gelemeyecegini sordu. Adam kabul etmeyince Rasulullah (sav) Aişe (r.anha) olmadığı için gelemeyeceğini bildirdi. Adam “Aişe de gelsin” deyince beraber gittiler. İslam ideolojisine göre toplum ve devlet korunursa doğal olarak birey ve ailede korunmuş olur. Onun dışında aileyi korumak için yapılabilecekler cezaların yokluğunda nasihatlerle sınırlıdır. Aile yapısının hayata sağlıklı bir şekilde tutunması ancak İslâmî hayatı tatbik eden devletin varlığına bağlıdır. Devlet toplumu koruduğu gibi fert ve aileyi de korur. Dolayısıyla aile yapısını negatif anlamda etkileyici ne varsa devlet ona karşı mücadele eder.” İkinci konuşmacı olarak söz alan Esra Demir ise konuşmasında özetle şu sözlere yer verdi: “Müslüman kadın hayatindaki meselenin Ümmeti ve Ümmetin kalkınması olduğunu çok iyi kavrar ve bunun dışında bir başka sorun bilmez. Bu nedenle annelik çerçevesinden Ümmetin bina edilmesinde Allah Subhanehu ve Teala’nın vekil kıldığı sorumluluk hacminin bilincindedir. Yani kadının öncelikler listesinde yer alan işi, hakkını verecek şekilde evidir. Aile içindeki roller de ortaklık mümkün değildir. Kadının annelik rolüyle yönetici ve koruyuculuk rolü arasında bir denge kurması mümkün değildir. Aynı şekilde erkeğin harcama yapma rolüyle evin işlerini yapma rolü arasında denge kurması mümkün değildir. Çünkü her işin kendine has özellikleri ve yeterlilikleri vardır. İslam insanı sıkıntıya sokmak, işlerini zorlaştırmak ve evlilik hayatını geçimsizik haline getirmek için değil, aile içinde sükunet ve istikrar hali bulunsun diye gelmiştir. Dolayısıyla her bir taraf kendisine ait role ve sorumluluklara bağlı kaldığı zaman bunlar gerçekleşmiş olur. Takiyyuddin en-Nebhani (rahmetullahi aley), evlilik hayatıyla ilgili şu ifadeleri kullanmıstır; "Kocanın kadın üzerindeki kavvamlığı, zorbalık ve evin yöneticisi olması demek değildir. Bilakis kocanın evdeki liderliğinin manası ev işlerini gütmek ve idare etmektir. Bunun içindir ki kadın kocasının sözüne cevap verebilir, sözünde onunla tartışır ve onunla istişarede bulunabilir. Çünkü onlar birer arkadaş olup, amir ve memur veya hakim ve mahkum değildirler. Aksine o ikisi evlerinin idaresi ve ev işlerinin güdülmesi bakımından liderliğin o ikisinden birine verildiği birer arkadaştırlar." Genelleme yaparak söylemek gerekirse, daveti taşıyan fertlerin bulundugu aile çatısı altında zıtlaşma yoktur. Böylesi durumlarda davetçi bir erkek kendisi gibi eşinin de toplumun kötü gidişatından mesul oldugunu bilir. Erkek burada da öncü olur ve hanımının da bu noktada birşeyler yapması için yardımcı olur. Hanımı da bu sahada en azından eşine davetinde yardımcı, evlatlarının İslâmî eğitiminde öncü olmaya ve sıla-i rahim yaparak yakınlarına İslam davetini taşımaya çalışır. Doğruluğu ve cesareti ile toplumun önünde bir örnek teşkil eder. Biz tek bir Ümmetiz ve İslam Ümmeti olarak da tek bir aileyiz. Ümmetteki ailevi çöküntü bugün hepimizin kanayan yarası haline dönüşmüştür. Çözümü ise İslâmî hayata yeniden kavuşmaktır. Bunun öncüleri de İslam davasını yüklenenlerdir biiznillah! Görevimiz ailemiz dahil toplumun yeniden İslâmî mefhumlarını inşa etmek için çalışmaktır. islam Ümmeti küfür sistemlerinden kurtulana kadar da bu sorumluluğumuz bitmeyecektir. O günleri Allah Subhanehu ve Teala en kısa zamanda bizlere göstersin ve yaşatsın. Amin... Panel yapılan duanın ardından sona erdi. Katılan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun.