Diyarbakır Köklü Değişim Kadın Kolları, “Ramazan: Müminler İçin Zafer Ayı” konulu panel gerçekleştirdi
19 Mayıs 2019

Diyarbakır Köklü Değişim Kadın Kolları, “Ramazan: Müminler İçin Zafer Ayı” konulu panel gerçekleştirdi

Köklü Değişim Medya

Zeynep Akın kardeşimizin Kur’an tilavetiyle açılan panelde, Rukiye Ercan hocamız konusunu sundu. Konuşmasında; Allah Resulü (sav) kıblenin Mescid-i Aksa’dan Kâbe’ye çevrilişinden bir ay sonra, Hicretin on sekizinci aylarının başlarında, Ramazan orucu farz kılınınca ashabına aşağıdaki muhteşem hutbeyi irat etmiştir: “Ey İnsanlar! Büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Yine o öyle mübarek bir aydır ki, Allah o mübarek ayın gündüzlerinde oruç tutmayı farz, gecelerinde teravih namazı kılmayı nafile kıldı. Kim bu ayda hayırlı bir işle Allah’a yaklaşırsa başka aylarda bir farz eda etmiş gibi olur. Kim bu ayda farz olan bir ibadeti yerine getirirse başka zamanlarda yetmiş farz yerine getirmiş gibi sayılır. Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, itaat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay Müminlerin rızkını arttıracak aydır. Bu ayda her kim oruçlu bir Mümine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur… Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur…” Ramazan ayını diğer aylardan üstün kılan nedir? Ramazan’ın özelliklerini sayarak diğer aylardan farkını anlamaya çalışalım: Ramazan, oruç ve az yeme ayıdır. Ramazan, nefisle cihat ayıdır, olgunluk ve sabır ayıdır. Teravih başta olmak üzere nafile ibadetlerin daha çok yapıldığı ibadet ayıdır. Zekât ve fıtr sadakasının verildiği bereketli bir aydır. Fakirlerin hatırlanıp gözetildiği cömertlik ayıdır. Şeytanların ve şeytani arzuların bağlandığı rahmet ve mağfiret ayıdır. Kötü alışkanlıkların terk edilip iyi alışkanlıklar edinilmeye çok müsait bir aydır. Ramazan, bir okuldur. Fakat Kur’an onu, bütün bu özelliklerinden başka bir özellikle tanıtıyor. Bunlar doğrudur, ama Ramazanı Kur’an’ın tanıttığı gibi tanıtmaya yetmez. Rabbimiz onu bize Kur’an’ın indirildiği ay olarak tanıtıyor. Evet, Kur’an’a göre Ramazanın en önemli özelliği, bu ayın Kur’an-ı Kerîm ayı olmasıdır. Ramazan gücünü, şerefini ve güzelliğini Kur’an-ı Kerîm’den almaktadır. “Ramazan ayı ki, insanlara dosdoğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırma ölçüsü ve hidâyet için belgeler içeren Kuran onda indirilmiştir…” [Bakara 185]. Unutmayalım, Kur’an’ın indiriliş amacına uygun yaşadığımız gün ve gece bizim için Kadir gecesi, böyle yaşadığımız ay bizim için diğer aylardan çok üstün Ramazan’dır. Yoksa rahmet çeşmesinin büyüklüğü, ondan yararlanmasını bilmeyen, susuzluğunu gidermek için su kabını veya ağzını çeşmenin altına yerleştir(e)meyen kimseler için hiçbir şey ifade etmez. Çeşme, bin dört yüz yıldır akmaktadır. Bu güne kadar onun hayat veren lezzetli suyunu içenleri suladığı, nimetlendirip dirilttiği gibi, hâlâ canlandıran rahmet suyunu sunmaya devam etmektedir. Ama biz, kabımızı o çeşmenin altına tutmuyor, çeşmeden yararlanmayı bilmiyorsak suç elbette çeşmenin değil; bizimdir. Karanlıklarda yaşayan insan çeşmenin yolunu unutmuş olabilir, ama çeşmenin suyundan az da olsa tatmış olanların yapmaları gereken büyük görevleri olmalıdır. Hele o çeşmenin yanı başındaki yangınları fark eden itfaiyeci (dâvet ve tebliğci) görevini yapmıyorsa, karanlıktan yararlanarak yangını çıkaran ve değişik araçlarıyla yangını körükleyenler kadar, o da suçlu değil midir? Kendilerini ve toplumlarını değiştirmek isteyenlere Kur’an yardıma hazırdır; referansları, örnekleri ortadadır. Değişim ve dönüşüm projelerini, kendisine yöneleceklere sunmaya, yol göstermeye, yollarını aydınlatmaya hazır beklemektedir.” Son olarak; Ramazan sadece bireysel anlamda korunma, temizlenme ayı değil aynı zamanda toplumların, yeryüzünün değiştiği, değiştirildiği aydır. İslâm nizamının tatbiki, diğer toplumların değiştirilmesi, koca koca imparatorlukların yıkılarak tarihin çöplüğüne atılması ve muhteşem zaferlerin kazanılması bu mübarek ayda olmuştur. Müslümanların ilk cihadı Bedir zaferi, Mekke’nin fethi, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu ve İstanbul’un Fethi gibi daha nice fetihler hep bu ayda gerçekleştirilmiştir. İslâm beldelerinin birçoğunda sabah akşam katliamlar sürdürülürken sadece kendimizi düşünerek bir Ramazan geçiremeyiz. Suriye, Irak, Afganistan, Filistin, Arakan, Doğu Türkistan ve diğer beldelerimizdeki yaşananlara rağmen eğlence, karnaval havasında bir Ramazan geçirmek Ramazan’ı ihya edememektir! İşte bu ramazan bilincimiz de hem kendi ıslahımız hem de yeryüzünün İslâm ile ıslahı olmalıdır. Diyerek panelimizi sonlandırdık. Rabbim bu hayırlı amelimize icabet eden kardeşlerimizden razı olsun.