Kınamalarınızı Kimse Ciddiye Almıyor!
29 Mayıs 2024

Kınamalarınızı Kimse Ciddiye Almıyor!

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 28 Mayıs 2024 Salı günü gerçekleştirdiği "Gündem Değerlendirme" toplantısında Yahudi varlığı “İsrail’in” Refah’ta yaptığı katliamlar ve İslam beldeleri yöneticilerinin hiçbir anlam ifade etmeyen kınama açıklamaları ele alındı. Toplantıda ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapitalizm eleştirisi ve Türkiye’nin başı boş köpek sorunu hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, Hiçbir hukuk tanımayan işgalci katil “İsrail’in” kimseye aldırış etmeden pervasız bir şekilde sözde güvenli bölge denilen Refah kentini işgal ettiğini ve İslam ülkelerinin sessizliğinden cesaret alarak Refah’ta çadırda yaşayan insanları diri diri katlettiğini söyledi.

Müslüman halkın tüm tepki ve protestolarına rağmen Türkiye’de iktidarın Gazze için adım atmadığını hatırlatan Yıldırım, “Sesimizi sağırlaşmış yöneticilere duyuramadık. Onlar kulaklarını kapattıkça Yahudi varlığı da katliamlarının dozunu artırmaya devam ediyor. Göstere göstere arsızca küstahça Gazze halkını katlediyor. Artık kelimeler kifayetsiz kalıyor. Zulüm ve çaresizlik tarif edilemez boyutta… Gazze’de bunlar yaşanırken Türkiye yöneticileri şiddetle lanetle Netanyahu’yu sadece kınıyorlar.” ifadelerini kullandı.

“Müslümanları aldatıyorsunuz, zehri bal gibi sunuyorsunuz”

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş sonrası planları hakkında değerlendirme yaparak, Hamas’ın ve tüm Müslümanların bu planlar hakkında uyanık olması gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta Hamas’ı övmesine, Kuvayı Milliye’ye benzetmesine rağmen Gazze ve Filistin’in geleceğinde Hamas’ın yönetimde olması gerektiğine dair tek söz söylemiyor. İlginç değil mi? Toprağını kahramanca savunanlar övülüyor ama söz konusu yönetim olunca esamesi dahi okunmuyor. Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan Filistin’in güçlü olması için iki grubun birleşmesi gerektiğinden bahsediyor. Peki ne demek bu birleşme? “İsrail’in” varlığını kutsal gören, hiç utanmadan işgalcilerin tam güvenlik hakkına sahip olduğunu söyleyen hain Abbas’la nasıl bir birleşme olabilir? Sayın Erdoğan, biz çok iyi biliyoruz ki sizin birleşmeden kastettiğiniz şey, Hamas’ın silahı, direnişi ve cihadı bırakarak Yahudilerin zabıta birimi gibi görev yapan El Fetih yönetimine ilhak edilmesidir. Zaten siz bunu İslam İşbirliği Teşkilatı Riyad zirvesinin sonuç bildirgesinde karara bağladınız. Siz kâfir ABD’nin 76 yıldır yaptığı gibi Filistin’e devlet vermekten bahsederek Müslümanları aldatıyorsunuz, zehri bal gibi sunuyorsunuz.”

Muhammed Emin Yıldırım, Türkiye’nin Arap Baharı sürecinde izlediği siyasetten örnekler vererek, Mısır ve Suriye devrimlerine nasıl kumpas kurulduğuna, Sisi ile yeniden kurulan dostluk ilişkisine ve Beşşar Esad’la sırasını bekleyen normalleşme anlaşmalarına değindi, Müslümanlar Gazze’yi izlerken bunların hiçbirinin unutulmadığını ifade etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek şunları söyledi: “Bizler artık reel politik yalanlarından, hiçbir işe yaramayan işbirliği toplantılarınızdan ve sözde diplomatik adımlarınızdan bıktık… Söz zamanı bitti. Kelimeler tükendi. Sizin içi boş kınama mesajlarınızı kimse ciddiye almıyor. Hiç kimsenin kalbini soğutmuyor. İşgalci varlığını tedirgin dahi etmiyor. Yeter artık kınamayı bırakın, harekete geçin ve gereğini yapın. İşgalci Yahudi varlığına verilecek tek cevap budur. Tek hakikat ordulara karşı ordularla karşılık vermektir. Artık Müslümanların tek talebi budur. Tüm dünyada Meydanlardan yükselen tek çağrı budur. Ve tüm Müslümanlar hep bir ağızdan şu nida ile size sesleniyor. “Ordular Gazze’ye” “Ordular Aksaya…”

“Sizin derdiniz Filistin’i kurtarmak değil”

Son olarak Filistin’in askeri yol ile kurtulması konusunda yapılan tartışmaları gündeme getiren Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı: “Biz bu yöneticilere Gazze’yi kurtarmak için neden orduları harekete geçirmiyorsunuz dediğimizde şöyle sesler duyuyoruz: “Bizim gücümüz mü var ki Filistin’i kurtaralım? Kendi uçağımız, helikopterimiz, savaş gemimiz, tankımız, tüfeğimiz, İHA’mız, SİHA’mız var ama gücümüz yok öylemi? Bu durumdayken siz Filistin’i işgalden, zulümden kurtaramıyorsanız, silahını elinden aldığınız, etrafına duvarlar ördüğünüz Yahudilerin kontrolü ve gözetiminde olan sözde bir devlet Filistin’i nasıl kurtaracak? Elbette ki hiçbir şekilde kurtaramayacak. Bu da sizin derdinizin Filistin’i kurtarmak değil Yahudi varlığının işgalini meşrulaştırarak bölgeye kabul ettirmek olduğunu gösterir. Ki zaten iki devletli ihanet planına göre Filistin’in hali hazırda yüzde 85’i Yahudilere bırakılıyor. Belki de bu 1948’den sonra Filistin davasına yapılan ikinci büyük ihanettir. Netanyahu’ya lanet okuyarak, Hamas’ı överek, her platformdaki konuşmanıza Gazze ile başlayarak bu ihaneti örtemezsiniz…”

Konuşmanın tamamını toplantı videomuzdan izleyebilirsiniz.

#OrdularAksaya