Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Refah’ta dün gerçekleşen katliamın ardından yaptığı açıklamada, Netanyahu’yu lanetledi ve mahkeme sürecini işaret edip, hesap sorulacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes Kongre Merkezi Özgürlük ve Demokrasi Adası'nda düzenlenen Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu'nda konuştu.

Erdoğan buradaki konuşmasında, Netanyahu ve cinayet şebekesini hedef aldı. 8 aydır katliamı ve işgali durduracak somut bir adım atmayan Erdoğan, yine Netanyahu’yu lanetleyerek laf dalaşını sürdürürken, "Bu katillerden, bu barbarlardan hesap sorulması için elimizden gelen her şeyi yapacağız" ifadesiyle kararlarının bir hükmü olmayan Uluslararası Adalet Divanı’nı (UAD) işaret etti. UAD iki gün önce Refah'ta saldırıların derhal durdurulması için karar almış fakat bir yaptırımı olmadığı için "İsrail" Gazze'de ve dün akşamda Refah'ta katliamlarına devam etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Refah'ta Filistinlilerin kaldığı çadırları bombalamasıyla ilgili şunları söyledi:

"Bugüne kadar 36 binden fazla Filistinli kardeşimizi şehit eden soykırımcı caniler dün de güvenli bölge ilan ettikleri Refah'ta bulunan bir mülteci kampındaki sivillerin üzerine füze ve bomba yağdırmışlardır. Uluslararası Adalet Divanı'nın saldırıları durdurma çağrısının ardından gerçekleşen bu katliam terör devletinin kanlı ve kalleş yüzünü bir kez daha ifşa etmiştir.

Netanyahu ve cinayet şebekesi Filistin halkının kahramanca direnişini kıramadıkça ülkesinde iyice sıkışmakta, daha fazla kan dökerek siyasi ömrünü uzatmaya çalışmaktadır. Ama bunun hiçbir fayda sağlamadığını pek yakında görecek. Tıpkı özendiği Hitler gibi, Miloseviç gibi ve tarihteki diğer firavunlar gibi lanetle anılmaktan kurtulmayacaklardır."

Gazze’deki katliamlar başladıktan 7 ay sonra “İsrail” ile ticareti kesen Erdoğan, ‘İsrail'den hesap sorulması için ellerinden geleni yapacaklarını belirttiği açıklamasında şunları söyledi:

"Türkiye olarak insanlıktan zerre kadar nasibini almamış bu katillerden, bu barbarlardan hesap sorulması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Rabbim Filistin halkının ve Gazzeli kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Rabbim bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden masumları öldürenleri kahhar ismi şerifi hürmetine kahru perişan eylesin."

Mavi Marmara katliamı sürecinde Erdoğan, “İsrail”in yargılanmasının önüne geçmişti.

İHH İnsani Yardım Vakfı ve Özgür Gazze Hareketi'nin organize ettiği ve Gazze'ye insani yardım taşıyan içinde sadece sivillerin bulunduğu 6 gemiye; Akdeniz'de uluslararası sularda 31 Mayıs 2010 tarihinde “İsrail”in gerçekleştirdiği vahşi müdahalede toplam 10 Müslüman katledilmişti.

Önceleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının katledildiği saldırıya sert tepki gösteren ve izni kendinin verdiğini söyleyen daha sonra “bana mı sordunuz?" çıkışıyla Mavi Marmara katliamının hesabının sorulmasına sırt dönen hükümet, imzalanan anlaşmayla katillerin yargılanma sürecine de engel olmuştu. Sürülen özür, tazminat ve Gazze ablukasının ortadan kaldırılması gibi şartlardan sadece tazminat yerine getirilmişti. Ayrıca açılmak istenen diğer davaların da bu anlaşma ile önüne geçilmiş oldu.

Daha sonra Erdoğan, Washington’ın başlamış olduğu “normalleşme” siyaseti çerçevesinde “İsrail” ile el sıkışmış ve işgalci Yahudi varlığının lideri Herzog’u resmi törenle karşılamış ve büyük bir ihtimamla ağırlamıştı. Karşılıklı dostluk mesajları verilirken Beştepe’de askerlere “İsrail” bayrağının taşıtılması büyük tepki çekmişti.