Erdoğan: “(Gazze’de) Ateşkes Büyük Ölçüde Korunuyor”
16 Aralık 2025

Erdoğan: “(Gazze’de) Ateşkes Büyük Ölçüde Korunuyor”

Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'ndaki, 16. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, işgalci Yahudi varlığının yüzlerce ihlaline ve katliamlarına rağmen Gazze’de ateşkesin korunduğunu söyledi.

Erdoğan, 11 Ekim'de ilan edilen sözde ateşkes anlaşmasından bu yana işgalci ‘İsrail’ saldırılarında en az 393 Filistinli Müslüman şehit edilip, 1074 kişinin yaralandığı süreci bir başarı olarak nitelendirdiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Özellikle son yıllarda kriz ve çatışmalarla anılan coğrafyamızda herkesin kazançlı çıkacağı bir barış ve istikrar kuşağı oluşturmanın mücadelesini veriyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Amerikan Başkanı Sayın Trump ile New York'ta yaptığımız toplantı sonrası başlayan süreç, 10 Ekim'de ateşkes mutabakatıyla neticelendi. ‘İsrail'in artan ihlallerine rağmen Hamas'ın serinkanlı tutumu sayesinde ateşkes büyük ölçüde korunuyor. Çeşitli kısıtlamalara karşın insani yardım sevkiyatı peyderpey ilerliyor. 103 bin tonu aşan insani yardımla burada da farkımızı ortaya koyuyoruz. Bu aşamada önceliğimiz ateşkesin kalıcı olması ve insani yardımların Gazze'ye engelsiz ulaştırılmasıdır. Gazze'nin yeniden inşasına da bir an önce başlanmalıdır. Bu amaçla temaslarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz."

Suriye’de 13 yıl süren Esed katliamını hatırlatan Erdoğan, aynı şekilde Gazze'de 70 binin üzerinde Filistinlinin öldürüldüğünü, 170 binin üzerinde de yaralı bulunduğunu ifade etti ve yıkıntıların altında ne kadar cenaze olduğunu kimsenin bilmediğini kaydetti.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Şu anda pek çok anne, pek çok eş, çocuk, annelerini, babalarını, eşlerini arıyor ya da onların akıbetlerine ilişkin haber almayı bekliyor. Sadece annesini, babasını, kardeşini değil evini, okulunu kaybetmiş on binlerce çocuk soykırımın canlı tanıkları olarak bugün enkazlar arasında Gazze'de hayata tutunmaya çalışıyor.”

Erdoğan, konuşmasında Gazze’yi sürekli havale ettiği uluslararası kurumları eleştirirken, Trump’ın planı çerçevesinde yürüttüğü rolün önemine dikkat çekti. Bilindiği üzere Gazze’deki direnişi sona erdirmeyi, mücahitleri silahsızlandırıp, Gazze’de bir manda yönetimi kurulmasını amaçlayan “Trump Planı” Türkiye, Mısır ve Katar’ın garantörlüğünde sürdürülüyor.

Gazze'nin yüz ölçümünün 365 kilometrekare olduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani Gazze derken, İstanbul'da Beykoz, Ankara'da Mamak büyüklüğünde bir alandan bahsediyoruz. Soykırımdan önce Gazze'nin nüfusu 2,3 milyon civarındaydı. İşte böyle bir yerleşim alanına, 200 bin tondan fazla bomba atıldı. Hiroşima'ya atılandan 14 kat daha fazla bombayla Gazze'yi yerle bir ettiler. Şimdi bu durumda biz, nasıl işleyen, bu sorunlara çözüm üreten, adaletsizliği engelleyen bir uluslararası sistemden bahsedebiliriz? Mevcut küresel güvenlik ve yönetişim mimarisine nasıl güvenebiliriz? Resmin bütününe baktığımızda karşılaştığımız manzara şudur: Uluslararası kurumların çoğu bugün, kendisini gassalin ellerine bırakmış meyyit misali cansız, duyarsız, hareketsiz ve işlevsiz vaziyettedir. Türkiye'nin hem kendi hak ve çıkarlarını layıkıyla savunabilmesi hem de dost, soydaş ve kardeşlerine yardım eli uzatabilmesi için ekonomik, askeri, diplomatik bakımdan güçlü olmak dışında bir seçeneği yoktur."

Trump’ın Övdüğü Şara’yı Bir Övgü de Erdoğan’dan…

Erdoğan, “Gazze'de olduğu gibi Suriye'de de benzer bir çaba içinde olduklarını” hatırlatarak, 8 Aralık 2024'te Esed rejiminin devrilmesiyle Suriye'nin önünde tarihi bir fırsat kapısının aralandığını ifade etti.

Ahmed Şara'nın liderliğinde Suriye'nin, uluslararası topluma yeniden entegrasyon yolunda kısa sürede ciddi mesafe aldığına işaret eden Erdoğan, "Sadece ülkemizden Suriye'ye dönen mültecilerin sayısı 580 bini buldu. Suriyeli muhacirlerin gönüllü, güvenli, onurlu geri dönüşleri Suriye'deki huzur ortamı kalıcı hale geldikçe şüphesiz hızlanacaktır. Ancak bunun biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor. İsrail'in Suriye'ye yönelik mütecaviz eylemleri halihazırda bu ülkenin kalıcı güvenlik ve istikrarının önündeki en büyük engeldir” dedi.

“10 Mart Mutabakatı İçin Telkinlerde Bulunuyoruz”

Erdoğan, Suriye'de DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin varlığının bir başka sorun alanı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"DEAŞ belasıyla göğüs göğüse çarpışmış tek NATO müttefiki olarak Suriye hükümetine gereken her türlü desteği veriyoruz. Ayak direnmesi halinde krize dönüşme riski barındıran 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması için de gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Suriye'nin parçalanmasından, bölünmesinden, milli birlik ve bütünlüğünün zafiyete uğramasından kimin çıkar sağlayacağı açıktır. Suriye'yi oluşturan tüm kesimlerin yarınlarına güvenle bakabilmesi ancak ortak tarih ve ortak gelecek tasavvuruyla mümkündür. Her zaman söylüyorum, biz bin yıldır buradayız, beraberiz, komşuyuz. İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız, birlikte yaşayacağız. Müslümanların kanından beslenenlerin oyununa gelmenin vebalini kimse taşıyamaz. Dimyat'taki pirincin peşine düşmenin, evdeki bulgurdan da edebileceğini hiç kimse unutmamalı. Sağduyunun, hırsa ve ihtirasa galip geleceğine inanıyor, Türkiye olarak bunun için çalışmaya devam edeceğimizin bilinmesini istiyorum."